Daha önce size yıllardır görmediğim lise aşkımla yaşadıklarımı yazmıştım. Tabi ki daha sonra görüştük ve bir çok defa birlikte olduk
bunları da size sırasıyla yazacağım. Ama başımdan geçen enteresan bir olayı anlatayım. Pazar günüydü ofiste tadilat olduğu için sabah evden
çıkmış günlerden Pazar olmasının ve ofise gitmenin can sıkıntısıyla arabama binip yola koyuldum. Akşam yağmur yağmış ve hala atıştırmaktaydı. Hava soğuk değildi ama tatlı bir serinlik, bir esinti vardı. Arabayla caddeden ofisin bulunduğu sokağa dönerken hiç fark etmediğim birkaç kişi kaldırımda karşıya geçmek için bekliyorlardı tabi ben fark ettiğimde biraz geç oldu, yolda ki su birikintisine girmiştim ve yan .
yana duran 3 kişiden bana yakın tarafta duran kızcağızın üstüne bir hayli su sıçramış kız daha önde ve bana yakın tarafta olduğu için diğer iki kişiye su gelmesini önlemişti. Bir an tereddüt ettim yavaşladım gideyim dedim ama yapamadım durdum ve arabanın sağ ön camını açtım ben ne yaptım gibisinden alt dudağımı ısırıyordum. Diğer iki kişi bir kadın ve bir erkek
kızın düştüğü duruma hafif gülümseyerek karşıya geçtiler .kız söylenerek arabaya yaklaştı ve ? Gördün mü yaptığını, kendinle gurur duyuyor olmalısın. dedi kendimi tutamadım ve hafif gülümseyerek ? Ama ben yani şey yanlışlık oldu sizi fark etmedim filan derken ? SALAK ŞEY Deyiverdi ve ben bozulmuştum arabadan inip kızın
yanına gittim ve ? Üzgünüm ama salak değilim. Fark etmediğimi söyledim. Kötü bir durum ama yine de salak deyip hakaret edemezsin. Çekip
gitmedim ve üzgün olduğumu söyledim. Bir hatadır oldu, yapabileceğim bir şey varsa söyle… ? İşe geç kalıyorum ve bu şekilde işyerine gidemem.
Üstümü değiştirmem gerek. ? Yapabileceğim bir şey varsa söyle, yok hala kızgın ve hala salak olduğumu düşünüyorsan ben gideyim ama gitmek istediğin
bir yer varsa seni bırakabilirim. ? İş yerini arayıp geç kalacağımı söylemem gerek Dedi ve cep telefonumu çıkarıp uzattım hemen telefonu aldı birkaç adım attıktan sonra numarayı çevirdi ve konuşmaya başladı başına gelenleri anlatıyordu bende de adamın biri diye bahsediyordu bu arada bende .
ofise ulaşamamanın verdiği telaşla bekliyordum. Emindim ki gelen ustalar ofisin kapısında beni bekliyorlardı. Konuşmasını bitirdi ve telefonu uzattı. ? Eee halledebildin mi ? Evet ama şimdi acilen eve gitmem gerek ? Seni götüreyim ama önce ofise gitmem gerek bi 5 dakika arabada oturup beklersen seni bırakabilirim. Öylece
baktı ve peki dedi beraberce arabaya bindik ve ofise hızla .
geldik. Yolda bana ? Bu şekilde kullanırsan daha başına neler gelir diye söylendi Kızdırmamak için hiç bişi söylemedim ve ofisin önünde durup yukarı çıktım. Tahmin ettiğim gibi adamlar kapıda bekliyorlardı. İkisi merdivenlere oturmuş biri cep telefonuyla konuşuyordu beni görünce hıh tamam geldi dedi ? Pardon usta ya geç kaldım kusura bakmayın Deyip kapıyı açtım ve içeri .
girdik mutfağın kapısını açıp çay demleyebileceklerini söyledim ve yarım saat içinde döneceğimi bir yere uğramam gerektiğini söyleyip bana ihtiyacınız olursa cep numaramı buraya yazıyorum deyip fırladım ofisten. Aşağı indim ve arabaya bindim pardon deyip ne tarafa gideceğimizi öğrenip yola koyuldum. Konuşmuyordu, elinde bir buruşmuş bir selpak vardı ve elinde sıkıyordu yan gözle hafif hafif gözden geçiriyordum. 25 yaşında vardı yoktu ben deyim 25 siz deyin 27. Hoş bişidi aslına bakarsanız. Üzerinde krem renk bir etek beyaz bir bluz ve ceket vardı.
Boynunda fular bağlıydı. Boyu biraz daha uzun olsa hostes diyebileceğiniz bir cicilikte gösterişte bir kızdı. Sanki bütün hostesler muhteşem oluyor .
da. Bide hostes maceram var benimde oradan biliyorum. Her neyse ? Nerede çalışıyorsun Diye ilk lafı ben attım İstanbul un kaliteli otellerinden birini söyledi ? Bak bu hiç aklıma gelmedi ben seni hostes zannettim ? Neden, neden hostes zannettin ? Ne bilim kıyafetin belki, beklide hostesler çok hoş ve zarif olur o yüzden Hafiften gülümsedi. İlk defa gülümsediğini gördüm zaten .
bir saattir de gülmesi gereken bişi olmamıştı üstü başı rezil
olmuştu. ? Peki niçin otelde kendinize yedek bir kıyafet bulundurmuyorsunuz. ? Aslında bulunduruyoruz iki takım kıyafetim var ve ben dün otelde ki temizleme servisinden ikisini de aldım. ? Fazla konuşkan değilsin. ? Ne konuşabilirim ki ? Nerelisin mesela ? İzmir ? Belli zaten ? Nereden belli ? İzmir li kızlar güzel olur ? Sana tekrar salak demimi ister misin İşte bu .
lafıyla yamulmuştum ben onunla samimi olmaya çalışıyordum o bana ters davranıyordu. ? Tabi ki istemem ? O zaman benimle bu şekilde konuşma ? Nasıl konuşmayayım ? Yok hostes zannetmiş, yok İzmirli olduğumu anlamış yok İzmirli kızlar güzel olurmuş Yamulmanın ikinci devresini yaşıyordum ve beni bu şekilde terslemesi bana ateş
basmasına yetmişti. Yüzüm kızarmıştı, işin kötü tarafı kızın üstünü başını .
rezil etmiştim ve bu suçluluk duygusu kıza ters davranmamı engelliyordu. Normalde böyle bişi olsa onu yolun ortasında indirir basıp giderdim. Ha bide şu var ki normalde neden benim arabama binsin
ki… Susup kös kös araba kullanmaya devam ettim, ara sıra yan gözle bakıyordum. Hala elinde ki selpakı yoğuruyordu. Bacaklarına küçük bakışlar
atmaya başladım. Eteği diz üstündeydi ve sol bacağının üstünde yırtmaç vardı. Günün en iyi görüntüsü buydu. Bu kızı görünce insanın
o otele gidip kalası geliyordu. Aklımdan kötü kötü şeyler geçmeye başladı. Yok arkadaş acımayacaksın duracaksın yolun kenarına yumulacaksın. Ne güzelde dudakları var diye düşünürken ? Sağdan girelim Dedi ve ben yani günün suçlusu tabi ki döndüm. Üç dört yüz metre sonra durmamı söyledi ve
bende durdum. ? Hemen çıkacaksan bekleyebilirim ? Hayır taksiyle giderim artık. Dedi ve indi. Teşekkür bile etmemişti. Apartmana girip kapıyı kapatırken öylesine bir baktı ve apartmanın içinde kayboldu. Höt gibi kalmıştım ya. Tamam üstünü başını rezil etmiştim suçluydum bunu biliyordum da özür dilemiş ve üzgün olduğumu .
söylemiştim. Bir suçlu olarak da verilecek tüm cezalara razıydım ama ben bu cezayı yatakta filan çekmeyi tercih ederdim. Hoş bi kızdı ve yatakta bana ne isterse yapmasına izin verebilirdim. Tam oradan ayrılmaya başlarken o bacaklar o yırtmacın duruşu gözümün önüne geldi ve elimi penisime atıp düzeltme ihtiyacı hissettim. İlerden dönüp biraz geride durdum ve bekleme başladım. Onu hayal ediyordum. Bu iş bu şekilde bitmemeliydi. Düşündükçe daha da etkileyici bir hal aldı bu kız. Ben hayal aleminde dolaşırken apartmanın kapısı açıldı ve aynı kıyafetin temiziyle tekrar gözüktü. Dönüp bakmadı bile, görmemişti beni. Hemen hareket edip camı indirdim ve beni görünce suratında .
ki ifade çattık belaya gibi der gibiydi ve bana ? Bekleme taksiyle giderim demiştim. ? Binmek mi istersin yoksa tekrar su sıçratmamı mı? Gülümsedi. İkinci kez gülümsediğini görmüştüm ve resmen bu gülümsemesi beni alıp bi yerle götürmüş ve bir daha geri getirmemişti. İçim de bişiler
oluyordu ve ben bu kızı şiddetli biçimde istiyordum. Hımmm mmmmm .
diye inlemesini istiyordum. Bu kızın inlediğini duymak onunla sevişmek istiyordum. ? Tamam suçluyum kabul ediyorum ama üzgünümde istemeyerek oldu ve ben bunu telafi etmek istiyorum. Bu kadar ters davranmak zorunda mısın, zaten kendimi yeterince kötü hissediyorum. Kaç kere özür dilemem gerekiyorsa dileyeyim. Yeter ki beni affet. ? Peki tamam ters davrandım ama benim yerimde kim olsa aynını yapardı. Beklide daha fazlasını. Orada durduğunda sana basbas bağırıp kafana çantamı indirebilirdim ama yapmadım. Ve lütfen unutalım. ? Peki haklısın. Ama kendimi sana affettirmek istiyorum. Yoksa kendimi kötü hissedicem. ? Tamam affettim seni ? Adın ne ? Sibel ? Sana yemek ısmarlamak istiyorum Tekrar gülümsedi ve havadan sudan
bir hayli konuştuk. Bana telefonunu vermedi ama zaten bu otelde .
çalışan ve adını bildiğin birine ulaşmak ne kadar zor olabilir
di ki. otele bırakıp ofise geri döndüm, yaklaşık bir buçuk saatimi almıştı bu olay. Ustalar çalışıyolardı ve odama gidip oturdum. Aklımdaydı. Şöyle bir detaylı düşündüm. Bacakları çok güzeldi, ten rengi çorabın içinde çok hoş bir görüntü veriyordu. Yüzü bebek
gibiydi zaten, elleri ve bilekleri bileğindeki ince sade zincir ellerinin ve bileklerinin zerafetine yakışmıştı. Apartmanın kapısını açarken eğilmiş eteği gerilmiş ve kalçası tüm hattıyla çıkmıştı ortaya. Ama külot izi yoktu. Acaba külot giymiyor muydu. Odamda oturup bunları düşünüyordum ve penisim
kas katı kesilmişti. Kendime hakim olamadım ve tuvalete gidip penisimi sıvazlamaya .
başladım. Onu düşünerek kendimi tatmin ediyordum. Kısa bir süre sonra
boşaldım. Tuvalet kağıdı koparıp ortalığa bulaşan menileri ve penisimi temizledikten sonra çıktım tuvaletten. İnanmıyorum ya ben evliyim ve 31 çekerek
kendimi tatmin ediyorum. Gerçi eşim 2 haftadır memlekette ama gene de 31 çekmek ağırıma gitmişti. İki gün sonra ofiste oturuyorken kendi .
kendime arayayım mı aramayayım mı diye ikilemde kalıyorken dolabımı açıp hotelguideı bulup çıkardım ve otelin telefonunu çevirdim ve çıkan kıza Sibel hanım lütfen derken acaba kaç tane Sibel var diye düşünüyordum. Telefondaki kız hiç bişi söylemeden beklemeye aldı ve belli ki bi yerlere bağlıyordu beni. Telefon açıldı. Çıkan kıza tereddütlü bir şekilde. ? Sibel hanım ? Sibel hanım yok nasıl yardımcı olabilirim ? Hımm ben Sibel in arkadaşıyım ne zaman gelir ? Bu gün öğleden sonra gelecek 3 te başlıyor mesaisi ? Peki teşekkür edim Telefonu kapattığımda fark ettim ki elim
penisimin üzerinde karıştırıp duruyor. Üff yan oluyoruz dedim kendi kendime. Oturup boş boş bakışlarla saatin 3 buçuk olmasın bekliyordum. Kendimi bir türlü alamadım onu düşünmekten. genç kız. Sevgilisi vardır mutlaka, arkadaşıyla birlikte oturuyormuş öyle söylemişti. Arkadaşım dediği sevgilisi olmasın sakın.
Kendi kendime düşünüp yorumlar yapıyordum. Nihayet saat 3 olmuştu ve ben yarım saat daha oyalandım. Ve telefona sarıldım. Yine aynı şeyler ve ben telefonun bağlanmasını bekliyorum. Telefon açıldı ben yine .
tereddütle ? Sibel hanım ? Buyurun ? Hıh sen misin ? Pardon ? Bu gün seni aradım sabahtan yoktunda ? Tanıyamadım pardon ? Benim nasıl tanımazsın hani çok kızdığın ? Pardon ya tanımadım ? Ya ama sana su sıçratan kaç tane salak şey var İstanbul
da nasıl tanımazsın ? Hııı senmisin İnsan telefonda gülümsediğinde fark edildiğini biliyor musunuz. Gülümsemişti ve ben fark etmiştim. ? Sen miydin arayan söylediler arkadaşın aradı
diye ama ? Tabi senin çok arkadaşın var ve kimin aradığını nereden tahmin edeceksin. ? Yok çok fazla arkadaşım olduğu söylenemezde Dediğinde heyt be diye fırlayacaktım bana göre bu erkek arkadaşının olmamasına işaretti. ? Anladım ben daha arkadaşlık mertebesine ulaşamadım. ? Yani seni arkadaş olarak düşünmedim. O yüzden seni
tanıyamadım. ? Peki ne zaman gidicez. ? Nereye ? Yemeğe Yine gülümsedi ve ben anladım bunu .
? Sanırım bu gün gidemeyiz çünkü ben 23 te işten çıkıcam ? Ok seni 23:15 alırım otelin önünden ? Bak ben gidebiliriz demedim ki hem saat gecenin 11 de ne yemeği bu ? Ya olsun beklemeye tahammülüm
yok kendimi sana affettirmem gerek ve sen buna izin vereceksin dimi. ? Peki ama yani o saatte nerede ve ne yiyebiliriz ki ? Tamam .
bırak onu ben düşüneyim. Telefonu kapatınca bağırmak geldi içimden. Beni istemeseydi bu şekilde davranmazdı, kabul etmezdi. Ya beni istiyor, yada çok
saf diye düşündüm. Saatler geçmek bilmedi o otelde çalışıyordu ben burada vakit geçsin diye kuduruyordum. Akşamüzeri eve çıktım eve vardığımda nereye götüreceğimi ne yapacağımı planlıyordum. Ev girer girmez banyoya koştum bir duş alıp salonda televizyon seyretmeye başladım. Kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Memleketteki
eşimi arayıp hal hatır vs. konuştum ve yorgun olduğumu hemen yatıp uyuyacağımı söyledim. Çok büyük bir operasyon içindeydim doğrusu birazda korku yok değildi. Açıkçası biri görür biri duyarsa hayatım altüst olurdu. Ama işin cazibesi büyük. Kim ne derse desin .
erkek eşi için deli divane olsa bile fırsat çıktığında yapmayacağı şey yoktur. Nerden mi biliyorum?. Kendimden tabii. Saat 22:00 olmuştu ve
zannettiğim kadar sıkıcı geçmemişti zaman. Giyinip kendime son bi defa aynada baktıktan sonra (yakışıklı bi adamım ben ya) evden fırladım
hemen. Yarım saate kadar otele vardım ve hiç içeri girmeden otelin önünde beklemeye başladım otelin araba park edilen yerine bile girmedim. On onbeş dakika kadar sonra telefon açtım ve kapının önünde beklediğimi söyleyince biraz şaşırdığı anlaşılıyordu. Peki işim biter bitmez
gelicem dedi. Geçmek bilmeyen dakikalar geçti ve otelin giriş kapısının yanındaki kapıdan gözüktü. İşte tam bu anda ölecektim az kalsın. Kalbimde çarpıntı başlamıştı. Acaba onun için yaptığım planları bilse gelirmiydi. Neyse sahile indik ve Sarıyer tarafına doğru yol almaya başladık. Havadan sudan konuşup üzerine gitmemeye çalışıyordum. İstanbul da sahile inen hemen herkesin bildiği lüks bir balık lokantasının önünde durduk. Sahibi de meşhur biriydi buranın. Buranın geç saatlere kadar açık olduğunu biliyordum. Arabadan indik ve içeri girdik. Masaya oturunca ? Böyle bir yere geleceğimizi bilsem gelmezdim ? Neden ? Önlüklü okul çocukları gibiyim ? Abartma canım çok hoşsun Dediğimde gülümsedi. O gülümsediğinde bende eriyordum. Tam benim erimem biterken garson geldi ve bildik şeyler işte. Bi hayli ısınmıştık birbirimize bana kızgınlığı da geçmişti sanırım. Ben inanamıyordum yaklaşık benden 4-5 yaş
ufak çok güzel çok alımlı bir kızla sahilde yemek yiyorduk. Hiç bişeyi reddetmiyor, benimle karşılıklı rakı içiyordu. İçki malum insana
bir rahatlık ve zevk verir. Sohbet ediyor gülüşüyorduk. ? Ben artık içmicem sarhoş olmak üzereyim. ? Olsun tatlım evini biliyorum ben seni bırakırım ama bişi söyleyeyim mi ben şimdi kendi evimi hatırlamıyorum ? Olsun sende bizde kalırsın Deyip güldü ve ben orada koptum işte. Yarım saat sonra kalkmak için hareketlendik saat 3ü geçmişti. Lokantanın kapısından çıkarken elimi sırtına koydum ve oda elini belime atıp sessizce
? Baya baya içmişiz hııı ? Evet Dedim sadece ben yine başka bi yerlerdeydim sarılır gibi duruyorduk ağırlığını bana veriyordu. Arabam gelince hemen evine .
doğru yola koyulduk. Evin önünde durdum ? Gelecek misin yoksa gidecek misin ? Bilmem sence ? Hadi gel Dediğinde arabayı yanaştırıp merdivenlerde buldum
kendimi. Merdivenleri ağır ağır çıkıyordu ve ben hemen arkasındaydım. Kalçaları bacakları her şeyi önümde merdivenleri çıkıyordu. Üçüncü kata geldik ve dairenin önünde durup çantasından anahtarları çıkarmaya çalışmasını izliyordum. Anahtarları bulup çıkardı ve kapıyı açmak için uzattı. ? Uğraşamıcam şimdi açarmısın Anahtarları alıp kapıyı
açtım ve içeri girdik. Işığı yakıp üstümüzdeki ceketleri çıkardık. İlk bakışta ev dağınık gibi gözüküyordu ama temizdi. Dağınıklık dediğimde genç eviydi işte. Koltuğa oturdum. O antrede bir şeyler yapıyordu. Kafasını uzatıp ? Kahve ister misin ? Evet çok iyi olur doğrusu ? Nescafe yapıcam .
ama türk kahvesi yapamam şimdi Dedi ve mutfağa doğru gitti. Arkasından bende mutfağa gittim ısıtıcıya su koyuyordu. Yaklaştım ve omuzlarından
tuttum. Hafifçe kafasını çevirip baktı. Eğer isterse türk kahvesi yapabileceğimi söyledim. Başını çevirdi gülümsedi ve ? Türk kahvesi mi içmek istiyorsun ? Yok hayır
sen içmek istersin diye söyledim. Isıtıcının düğmesine bastı ve döndü içeri gitmek için dönmüştü. Umuzlarından tuttum ve kendime doğru çekip sarıldım ellerini belime koymuştu. ? Hala bana kızgın mısın yoksa affettin mi beni ? ? Kızgın gibi mi davranıyorum. Dedi ve başımı geri çekip elimle
yanağından tutup dudaklarına doğru yaklaştım. Öylece bana bakıyordu. Dudaklarımı dudaklarına birleştirdim. O güzel dudakları öpüyordum ve dilimi dudaklarının arasından kaydırıp diliyle oynaşmaya başladım. Hiç tereddütsüz karşılık veriyordu ve gözleri kapanmıştı. Bir elim yanağında bir elim kalçasındaydı. Oldukça sert tam kıvamında
kalçası vardı. Masaj yapar gibi sıkıyordum. Diğer elimi de yanağından göğsüne indirdim. Göğüsleri çok büyük değil ama tazecik olduğu belliydi. Uçları da varla yok arasındaydı. Elimde zar zor hissediyordum uçlarını. Onu kendimden ayırıp elinden tuttum ve kapıya doğru yönelttim. İçeri
geçince halının üzerine hemen dizleri üzerine çöktü. Bende önünde ayaktaydım. Bluzunu çıkardım. Omuzlarından düşen bluz o harika omuzlarını çıkardı ortaya. Eğip öptüm omuzlarından. Kemerimi çözmeden fermuarımı açmış erkekliğime ulaşmaya çalışıyordu. Dayanması zor görüntülerdi. Koltuğa oturup elinden kendime doğru çektim ve kucağıma oturdu, üzerimde yaylanıp bir eliyle erkekliğimi düzeltip yavaşça üzerinde kaydı ve sanki bir yerine iğne batmış gibi ayhhh diye hafifçe bir inlemeden sonra tamamen bıraktı kendisini ve ben oohh çok güzel bebeğim diye cevap verdim. Yavaş yavaş hareketlenmeye başladı, erkekliğimin üzerinde hafif hafif oturup kalkıyordu. Alt dudağını ısırmış kafasını geriye doğru atmıştı. Sarılıp sütyenini umuzlarından düşürdüm ve iki tane
deniz kabuğunu andıran göğüsleri ortaya çıktı. Gerçektende tazecikti ve daha tam oluşmamış göğüs uçlarına kapandım hafiften. Mırıldandığını duyuyordum. Çok sakin
yavaş yavaş sevişiyorduk. Ben sanki film seyreder gibiydim. Hareketlerini izliyor çıkardığı inlemeleri duymaya çalışıyordum. Ellerinden tutup kendime doğru çekip erkekliğimden .
kaldırdım. Koltuğa tutunmasını sağlayıp arkasına geçtim ve belinden yakalayıp kendime doğru çektim. Bir eliyle erkekliğimi hedefine yasladı ve ben tamamen
kendime doğru çektim aynı sesi yine çıkarmıştı. Ayhhh evet diye inlemişti yine. Ben hızlı bir şekilde gidip geliyor kalçasına her yaslanmamda sap sap diye ses çıkıyor ve sürekli tempomuz artıyordu. Bir elimle kalçasından tutarken bir elimle saçlarının içinden kafasını tutuyordum.
bunları da size sırasıyla yazacağım. Ama başımdan geçen enteresan bir olayı anlatayım. Pazar günüydü ofiste tadilat olduğu için sabah evden
çıkmış günlerden Pazar olmasının ve ofise gitmenin can sıkıntısıyla arabama binip yola koyuldum. Akşam yağmur yağmış ve hala atıştırmaktaydı. Hava soğuk değildi ama tatlı bir serinlik, bir esinti vardı. Arabayla caddeden ofisin bulunduğu sokağa dönerken hiç fark etmediğim birkaç kişi kaldırımda karşıya geçmek için bekliyorlardı tabi ben fark ettiğimde biraz geç oldu, yolda ki su birikintisine girmiştim ve yan .
yana duran 3 kişiden bana yakın tarafta duran kızcağızın üstüne bir hayli su sıçramış kız daha önde ve bana yakın tarafta olduğu için diğer iki kişiye su gelmesini önlemişti. Bir an tereddüt ettim yavaşladım gideyim dedim ama yapamadım durdum ve arabanın sağ ön camını açtım ben ne yaptım gibisinden alt dudağımı ısırıyordum. Diğer iki kişi bir kadın ve bir erkek
kızın düştüğü duruma hafif gülümseyerek karşıya geçtiler .kız söylenerek arabaya yaklaştı ve ? Gördün mü yaptığını, kendinle gurur duyuyor olmalısın. dedi kendimi tutamadım ve hafif gülümseyerek ? Ama ben yani şey yanlışlık oldu sizi fark etmedim filan derken ? SALAK ŞEY Deyiverdi ve ben bozulmuştum arabadan inip kızın
yanına gittim ve ? Üzgünüm ama salak değilim. Fark etmediğimi söyledim. Kötü bir durum ama yine de salak deyip hakaret edemezsin. Çekip
gitmedim ve üzgün olduğumu söyledim. Bir hatadır oldu, yapabileceğim bir şey varsa söyle… ? İşe geç kalıyorum ve bu şekilde işyerine gidemem.
Üstümü değiştirmem gerek. ? Yapabileceğim bir şey varsa söyle, yok hala kızgın ve hala salak olduğumu düşünüyorsan ben gideyim ama gitmek istediğin
bir yer varsa seni bırakabilirim. ? İş yerini arayıp geç kalacağımı söylemem gerek Dedi ve cep telefonumu çıkarıp uzattım hemen telefonu aldı birkaç adım attıktan sonra numarayı çevirdi ve konuşmaya başladı başına gelenleri anlatıyordu bende de adamın biri diye bahsediyordu bu arada bende .
ofise ulaşamamanın verdiği telaşla bekliyordum. Emindim ki gelen ustalar ofisin kapısında beni bekliyorlardı. Konuşmasını bitirdi ve telefonu uzattı. ? Eee halledebildin mi ? Evet ama şimdi acilen eve gitmem gerek ? Seni götüreyim ama önce ofise gitmem gerek bi 5 dakika arabada oturup beklersen seni bırakabilirim. Öylece
baktı ve peki dedi beraberce arabaya bindik ve ofise hızla .
geldik. Yolda bana ? Bu şekilde kullanırsan daha başına neler gelir diye söylendi Kızdırmamak için hiç bişi söylemedim ve ofisin önünde durup yukarı çıktım. Tahmin ettiğim gibi adamlar kapıda bekliyorlardı. İkisi merdivenlere oturmuş biri cep telefonuyla konuşuyordu beni görünce hıh tamam geldi dedi ? Pardon usta ya geç kaldım kusura bakmayın Deyip kapıyı açtım ve içeri .
girdik mutfağın kapısını açıp çay demleyebileceklerini söyledim ve yarım saat içinde döneceğimi bir yere uğramam gerektiğini söyleyip bana ihtiyacınız olursa cep numaramı buraya yazıyorum deyip fırladım ofisten. Aşağı indim ve arabaya bindim pardon deyip ne tarafa gideceğimizi öğrenip yola koyuldum. Konuşmuyordu, elinde bir buruşmuş bir selpak vardı ve elinde sıkıyordu yan gözle hafif hafif gözden geçiriyordum. 25 yaşında vardı yoktu ben deyim 25 siz deyin 27. Hoş bişidi aslına bakarsanız. Üzerinde krem renk bir etek beyaz bir bluz ve ceket vardı.
Boynunda fular bağlıydı. Boyu biraz daha uzun olsa hostes diyebileceğiniz bir cicilikte gösterişte bir kızdı. Sanki bütün hostesler muhteşem oluyor .
da. Bide hostes maceram var benimde oradan biliyorum. Her neyse ? Nerede çalışıyorsun Diye ilk lafı ben attım İstanbul un kaliteli otellerinden birini söyledi ? Bak bu hiç aklıma gelmedi ben seni hostes zannettim ? Neden, neden hostes zannettin ? Ne bilim kıyafetin belki, beklide hostesler çok hoş ve zarif olur o yüzden Hafiften gülümsedi. İlk defa gülümsediğini gördüm zaten .
bir saattir de gülmesi gereken bişi olmamıştı üstü başı rezil
olmuştu. ? Peki niçin otelde kendinize yedek bir kıyafet bulundurmuyorsunuz. ? Aslında bulunduruyoruz iki takım kıyafetim var ve ben dün otelde ki temizleme servisinden ikisini de aldım. ? Fazla konuşkan değilsin. ? Ne konuşabilirim ki ? Nerelisin mesela ? İzmir ? Belli zaten ? Nereden belli ? İzmir li kızlar güzel olur ? Sana tekrar salak demimi ister misin İşte bu .
lafıyla yamulmuştum ben onunla samimi olmaya çalışıyordum o bana ters davranıyordu. ? Tabi ki istemem ? O zaman benimle bu şekilde konuşma ? Nasıl konuşmayayım ? Yok hostes zannetmiş, yok İzmirli olduğumu anlamış yok İzmirli kızlar güzel olurmuş Yamulmanın ikinci devresini yaşıyordum ve beni bu şekilde terslemesi bana ateş
basmasına yetmişti. Yüzüm kızarmıştı, işin kötü tarafı kızın üstünü başını .
rezil etmiştim ve bu suçluluk duygusu kıza ters davranmamı engelliyordu. Normalde böyle bişi olsa onu yolun ortasında indirir basıp giderdim. Ha bide şu var ki normalde neden benim arabama binsin
ki… Susup kös kös araba kullanmaya devam ettim, ara sıra yan gözle bakıyordum. Hala elinde ki selpakı yoğuruyordu. Bacaklarına küçük bakışlar
atmaya başladım. Eteği diz üstündeydi ve sol bacağının üstünde yırtmaç vardı. Günün en iyi görüntüsü buydu. Bu kızı görünce insanın
o otele gidip kalası geliyordu. Aklımdan kötü kötü şeyler geçmeye başladı. Yok arkadaş acımayacaksın duracaksın yolun kenarına yumulacaksın. Ne güzelde dudakları var diye düşünürken ? Sağdan girelim Dedi ve ben yani günün suçlusu tabi ki döndüm. Üç dört yüz metre sonra durmamı söyledi ve
bende durdum. ? Hemen çıkacaksan bekleyebilirim ? Hayır taksiyle giderim artık. Dedi ve indi. Teşekkür bile etmemişti. Apartmana girip kapıyı kapatırken öylesine bir baktı ve apartmanın içinde kayboldu. Höt gibi kalmıştım ya. Tamam üstünü başını rezil etmiştim suçluydum bunu biliyordum da özür dilemiş ve üzgün olduğumu .
söylemiştim. Bir suçlu olarak da verilecek tüm cezalara razıydım ama ben bu cezayı yatakta filan çekmeyi tercih ederdim. Hoş bi kızdı ve yatakta bana ne isterse yapmasına izin verebilirdim. Tam oradan ayrılmaya başlarken o bacaklar o yırtmacın duruşu gözümün önüne geldi ve elimi penisime atıp düzeltme ihtiyacı hissettim. İlerden dönüp biraz geride durdum ve bekleme başladım. Onu hayal ediyordum. Bu iş bu şekilde bitmemeliydi. Düşündükçe daha da etkileyici bir hal aldı bu kız. Ben hayal aleminde dolaşırken apartmanın kapısı açıldı ve aynı kıyafetin temiziyle tekrar gözüktü. Dönüp bakmadı bile, görmemişti beni. Hemen hareket edip camı indirdim ve beni görünce suratında .
ki ifade çattık belaya gibi der gibiydi ve bana ? Bekleme taksiyle giderim demiştim. ? Binmek mi istersin yoksa tekrar su sıçratmamı mı? Gülümsedi. İkinci kez gülümsediğini görmüştüm ve resmen bu gülümsemesi beni alıp bi yerle götürmüş ve bir daha geri getirmemişti. İçim de bişiler
oluyordu ve ben bu kızı şiddetli biçimde istiyordum. Hımmm mmmmm .
diye inlemesini istiyordum. Bu kızın inlediğini duymak onunla sevişmek istiyordum. ? Tamam suçluyum kabul ediyorum ama üzgünümde istemeyerek oldu ve ben bunu telafi etmek istiyorum. Bu kadar ters davranmak zorunda mısın, zaten kendimi yeterince kötü hissediyorum. Kaç kere özür dilemem gerekiyorsa dileyeyim. Yeter ki beni affet. ? Peki tamam ters davrandım ama benim yerimde kim olsa aynını yapardı. Beklide daha fazlasını. Orada durduğunda sana basbas bağırıp kafana çantamı indirebilirdim ama yapmadım. Ve lütfen unutalım. ? Peki haklısın. Ama kendimi sana affettirmek istiyorum. Yoksa kendimi kötü hissedicem. ? Tamam affettim seni ? Adın ne ? Sibel ? Sana yemek ısmarlamak istiyorum Tekrar gülümsedi ve havadan sudan
bir hayli konuştuk. Bana telefonunu vermedi ama zaten bu otelde .
çalışan ve adını bildiğin birine ulaşmak ne kadar zor olabilir
di ki. otele bırakıp ofise geri döndüm, yaklaşık bir buçuk saatimi almıştı bu olay. Ustalar çalışıyolardı ve odama gidip oturdum. Aklımdaydı. Şöyle bir detaylı düşündüm. Bacakları çok güzeldi, ten rengi çorabın içinde çok hoş bir görüntü veriyordu. Yüzü bebek
gibiydi zaten, elleri ve bilekleri bileğindeki ince sade zincir ellerinin ve bileklerinin zerafetine yakışmıştı. Apartmanın kapısını açarken eğilmiş eteği gerilmiş ve kalçası tüm hattıyla çıkmıştı ortaya. Ama külot izi yoktu. Acaba külot giymiyor muydu. Odamda oturup bunları düşünüyordum ve penisim
kas katı kesilmişti. Kendime hakim olamadım ve tuvalete gidip penisimi sıvazlamaya .
başladım. Onu düşünerek kendimi tatmin ediyordum. Kısa bir süre sonra
boşaldım. Tuvalet kağıdı koparıp ortalığa bulaşan menileri ve penisimi temizledikten sonra çıktım tuvaletten. İnanmıyorum ya ben evliyim ve 31 çekerek
kendimi tatmin ediyorum. Gerçi eşim 2 haftadır memlekette ama gene de 31 çekmek ağırıma gitmişti. İki gün sonra ofiste oturuyorken kendi .
kendime arayayım mı aramayayım mı diye ikilemde kalıyorken dolabımı açıp hotelguideı bulup çıkardım ve otelin telefonunu çevirdim ve çıkan kıza Sibel hanım lütfen derken acaba kaç tane Sibel var diye düşünüyordum. Telefondaki kız hiç bişi söylemeden beklemeye aldı ve belli ki bi yerlere bağlıyordu beni. Telefon açıldı. Çıkan kıza tereddütlü bir şekilde. ? Sibel hanım ? Sibel hanım yok nasıl yardımcı olabilirim ? Hımm ben Sibel in arkadaşıyım ne zaman gelir ? Bu gün öğleden sonra gelecek 3 te başlıyor mesaisi ? Peki teşekkür edim Telefonu kapattığımda fark ettim ki elim
penisimin üzerinde karıştırıp duruyor. Üff yan oluyoruz dedim kendi kendime. Oturup boş boş bakışlarla saatin 3 buçuk olmasın bekliyordum. Kendimi bir türlü alamadım onu düşünmekten. genç kız. Sevgilisi vardır mutlaka, arkadaşıyla birlikte oturuyormuş öyle söylemişti. Arkadaşım dediği sevgilisi olmasın sakın.
Kendi kendime düşünüp yorumlar yapıyordum. Nihayet saat 3 olmuştu ve ben yarım saat daha oyalandım. Ve telefona sarıldım. Yine aynı şeyler ve ben telefonun bağlanmasını bekliyorum. Telefon açıldı ben yine .
tereddütle ? Sibel hanım ? Buyurun ? Hıh sen misin ? Pardon ? Bu gün seni aradım sabahtan yoktunda ? Tanıyamadım pardon ? Benim nasıl tanımazsın hani çok kızdığın ? Pardon ya tanımadım ? Ya ama sana su sıçratan kaç tane salak şey var İstanbul
da nasıl tanımazsın ? Hııı senmisin İnsan telefonda gülümsediğinde fark edildiğini biliyor musunuz. Gülümsemişti ve ben fark etmiştim. ? Sen miydin arayan söylediler arkadaşın aradı
diye ama ? Tabi senin çok arkadaşın var ve kimin aradığını nereden tahmin edeceksin. ? Yok çok fazla arkadaşım olduğu söylenemezde Dediğinde heyt be diye fırlayacaktım bana göre bu erkek arkadaşının olmamasına işaretti. ? Anladım ben daha arkadaşlık mertebesine ulaşamadım. ? Yani seni arkadaş olarak düşünmedim. O yüzden seni
tanıyamadım. ? Peki ne zaman gidicez. ? Nereye ? Yemeğe Yine gülümsedi ve ben anladım bunu .
? Sanırım bu gün gidemeyiz çünkü ben 23 te işten çıkıcam ? Ok seni 23:15 alırım otelin önünden ? Bak ben gidebiliriz demedim ki hem saat gecenin 11 de ne yemeği bu ? Ya olsun beklemeye tahammülüm
yok kendimi sana affettirmem gerek ve sen buna izin vereceksin dimi. ? Peki ama yani o saatte nerede ve ne yiyebiliriz ki ? Tamam .
bırak onu ben düşüneyim. Telefonu kapatınca bağırmak geldi içimden. Beni istemeseydi bu şekilde davranmazdı, kabul etmezdi. Ya beni istiyor, yada çok
saf diye düşündüm. Saatler geçmek bilmedi o otelde çalışıyordu ben burada vakit geçsin diye kuduruyordum. Akşamüzeri eve çıktım eve vardığımda nereye götüreceğimi ne yapacağımı planlıyordum. Ev girer girmez banyoya koştum bir duş alıp salonda televizyon seyretmeye başladım. Kafamı dağıtmaya çalışıyordum. Memleketteki
eşimi arayıp hal hatır vs. konuştum ve yorgun olduğumu hemen yatıp uyuyacağımı söyledim. Çok büyük bir operasyon içindeydim doğrusu birazda korku yok değildi. Açıkçası biri görür biri duyarsa hayatım altüst olurdu. Ama işin cazibesi büyük. Kim ne derse desin .
erkek eşi için deli divane olsa bile fırsat çıktığında yapmayacağı şey yoktur. Nerden mi biliyorum?. Kendimden tabii. Saat 22:00 olmuştu ve
zannettiğim kadar sıkıcı geçmemişti zaman. Giyinip kendime son bi defa aynada baktıktan sonra (yakışıklı bi adamım ben ya) evden fırladım
hemen. Yarım saate kadar otele vardım ve hiç içeri girmeden otelin önünde beklemeye başladım otelin araba park edilen yerine bile girmedim. On onbeş dakika kadar sonra telefon açtım ve kapının önünde beklediğimi söyleyince biraz şaşırdığı anlaşılıyordu. Peki işim biter bitmez
gelicem dedi. Geçmek bilmeyen dakikalar geçti ve otelin giriş kapısının yanındaki kapıdan gözüktü. İşte tam bu anda ölecektim az kalsın. Kalbimde çarpıntı başlamıştı. Acaba onun için yaptığım planları bilse gelirmiydi. Neyse sahile indik ve Sarıyer tarafına doğru yol almaya başladık. Havadan sudan konuşup üzerine gitmemeye çalışıyordum. İstanbul da sahile inen hemen herkesin bildiği lüks bir balık lokantasının önünde durduk. Sahibi de meşhur biriydi buranın. Buranın geç saatlere kadar açık olduğunu biliyordum. Arabadan indik ve içeri girdik. Masaya oturunca ? Böyle bir yere geleceğimizi bilsem gelmezdim ? Neden ? Önlüklü okul çocukları gibiyim ? Abartma canım çok hoşsun Dediğimde gülümsedi. O gülümsediğinde bende eriyordum. Tam benim erimem biterken garson geldi ve bildik şeyler işte. Bi hayli ısınmıştık birbirimize bana kızgınlığı da geçmişti sanırım. Ben inanamıyordum yaklaşık benden 4-5 yaş
ufak çok güzel çok alımlı bir kızla sahilde yemek yiyorduk. Hiç bişeyi reddetmiyor, benimle karşılıklı rakı içiyordu. İçki malum insana
bir rahatlık ve zevk verir. Sohbet ediyor gülüşüyorduk. ? Ben artık içmicem sarhoş olmak üzereyim. ? Olsun tatlım evini biliyorum ben seni bırakırım ama bişi söyleyeyim mi ben şimdi kendi evimi hatırlamıyorum ? Olsun sende bizde kalırsın Deyip güldü ve ben orada koptum işte. Yarım saat sonra kalkmak için hareketlendik saat 3ü geçmişti. Lokantanın kapısından çıkarken elimi sırtına koydum ve oda elini belime atıp sessizce
? Baya baya içmişiz hııı ? Evet Dedim sadece ben yine başka bi yerlerdeydim sarılır gibi duruyorduk ağırlığını bana veriyordu. Arabam gelince hemen evine .
doğru yola koyulduk. Evin önünde durdum ? Gelecek misin yoksa gidecek misin ? Bilmem sence ? Hadi gel Dediğinde arabayı yanaştırıp merdivenlerde buldum
kendimi. Merdivenleri ağır ağır çıkıyordu ve ben hemen arkasındaydım. Kalçaları bacakları her şeyi önümde merdivenleri çıkıyordu. Üçüncü kata geldik ve dairenin önünde durup çantasından anahtarları çıkarmaya çalışmasını izliyordum. Anahtarları bulup çıkardı ve kapıyı açmak için uzattı. ? Uğraşamıcam şimdi açarmısın Anahtarları alıp kapıyı
açtım ve içeri girdik. Işığı yakıp üstümüzdeki ceketleri çıkardık. İlk bakışta ev dağınık gibi gözüküyordu ama temizdi. Dağınıklık dediğimde genç eviydi işte. Koltuğa oturdum. O antrede bir şeyler yapıyordu. Kafasını uzatıp ? Kahve ister misin ? Evet çok iyi olur doğrusu ? Nescafe yapıcam .
ama türk kahvesi yapamam şimdi Dedi ve mutfağa doğru gitti. Arkasından bende mutfağa gittim ısıtıcıya su koyuyordu. Yaklaştım ve omuzlarından
tuttum. Hafifçe kafasını çevirip baktı. Eğer isterse türk kahvesi yapabileceğimi söyledim. Başını çevirdi gülümsedi ve ? Türk kahvesi mi içmek istiyorsun ? Yok hayır
sen içmek istersin diye söyledim. Isıtıcının düğmesine bastı ve döndü içeri gitmek için dönmüştü. Umuzlarından tuttum ve kendime doğru çekip sarıldım ellerini belime koymuştu. ? Hala bana kızgın mısın yoksa affettin mi beni ? ? Kızgın gibi mi davranıyorum. Dedi ve başımı geri çekip elimle
yanağından tutup dudaklarına doğru yaklaştım. Öylece bana bakıyordu. Dudaklarımı dudaklarına birleştirdim. O güzel dudakları öpüyordum ve dilimi dudaklarının arasından kaydırıp diliyle oynaşmaya başladım. Hiç tereddütsüz karşılık veriyordu ve gözleri kapanmıştı. Bir elim yanağında bir elim kalçasındaydı. Oldukça sert tam kıvamında
kalçası vardı. Masaj yapar gibi sıkıyordum. Diğer elimi de yanağından göğsüne indirdim. Göğüsleri çok büyük değil ama tazecik olduğu belliydi. Uçları da varla yok arasındaydı. Elimde zar zor hissediyordum uçlarını. Onu kendimden ayırıp elinden tuttum ve kapıya doğru yönelttim. İçeri
geçince halının üzerine hemen dizleri üzerine çöktü. Bende önünde ayaktaydım. Bluzunu çıkardım. Omuzlarından düşen bluz o harika omuzlarını çıkardı ortaya. Eğip öptüm omuzlarından. Kemerimi çözmeden fermuarımı açmış erkekliğime ulaşmaya çalışıyordu. Dayanması zor görüntülerdi. Koltuğa oturup elinden kendime doğru çektim ve kucağıma oturdu, üzerimde yaylanıp bir eliyle erkekliğimi düzeltip yavaşça üzerinde kaydı ve sanki bir yerine iğne batmış gibi ayhhh diye hafifçe bir inlemeden sonra tamamen bıraktı kendisini ve ben oohh çok güzel bebeğim diye cevap verdim. Yavaş yavaş hareketlenmeye başladı, erkekliğimin üzerinde hafif hafif oturup kalkıyordu. Alt dudağını ısırmış kafasını geriye doğru atmıştı. Sarılıp sütyenini umuzlarından düşürdüm ve iki tane
deniz kabuğunu andıran göğüsleri ortaya çıktı. Gerçektende tazecikti ve daha tam oluşmamış göğüs uçlarına kapandım hafiften. Mırıldandığını duyuyordum. Çok sakin
yavaş yavaş sevişiyorduk. Ben sanki film seyreder gibiydim. Hareketlerini izliyor çıkardığı inlemeleri duymaya çalışıyordum. Ellerinden tutup kendime doğru çekip erkekliğimden .
kaldırdım. Koltuğa tutunmasını sağlayıp arkasına geçtim ve belinden yakalayıp kendime doğru çektim. Bir eliyle erkekliğimi hedefine yasladı ve ben tamamen
kendime doğru çektim aynı sesi yine çıkarmıştı. Ayhhh evet diye inlemişti yine. Ben hızlı bir şekilde gidip geliyor kalçasına her yaslanmamda sap sap diye ses çıkıyor ve sürekli tempomuz artıyordu. Bir elimle kalçasından tutarken bir elimle saçlarının içinden kafasını tutuyordum.
O ise alnını koltuğa dayamış güç alıyor, bir elini girip çıkan erkekliğimde hissedebiliyordum. Küçük bir köpeğin çıkardığı seslere benzer sesler çıkarıyordu. Bu çıkardığı sesler o kadar tahrik etmişti ki beni hızla kendimi ona kilitledim ve boşalmaya başladım. Erkekliğim içinde nabız
gibi atıyor boşalıyordum. O vajinasını sıkıp bırakıyor aldığım zevki kamçılıyordu. Onunda titrediğini boşaldığını hissediyordum ve hala inliyordu. Kollarımı koltuk altından geçirip kenetledim ve kucaklayıp içinden çıkmadan kendini koltuğa bıraktım ama o hemen ayırdı kendini ve ayağa kalkıp odadan çıktı. Ben
kalp atışlarımın düzelmesini beklerken içeri geldi. Vajinasını üstüne bir peçete koymuş peçete akan sıvılardan ıslanmış vajinasına yapışmıştı. Yanıma oturup sönmekte olan erkekliğimi ağzına aldı ve temizledi ve elindeki peçeteyle kuruladı resmen. Kolumu omzuna atıp kendime yasladım. Omzunu okşarken yaklaşık bir
yarım saat koltukta öylece oturduk. Tuvaletim gelmişti ve yanından kalkıp tuvalete doğru giderken arkamdaydı. Benimle birlikte tuvalete girdi banyoya daha doğrusu. Klozetin kapağını kaldırdım ve tam işemeye başlayacakken elini erkekliğime uzattı ve ben tutabilir miyim dedi. Gülümsedim. Tuvaletim bittiğinde erkekliğimi
hafif hafif salladı. Bende bişi yapacak sanmıştım ama sadece beni çişe tuttu. Elimi yüzümü yıkarken duş almak ister misin diye sordu. Seninleyse isterim dedim. Alçak bir küvet vardı. Perdelerini açtı ve musluğa uzandı. Suyu ılıştırmaya çalışıyorken ben arkasında kalçalarını seyrediyordum.
Yumuşak hatları yumuşacık beyaz teni çok güzeldi. Dönüp yüzüme baktı ve gülümsedi. Küvetin içine adım attım ve elinden tutup dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım. Ayaklarımda ılık suyu dudaklarımda harika sıcak ve ıslak dudaklarını hissediyordum ve kendi ayırıp ılık suyun dustan akmasını sağladım.
Ilık su üzerimizden akıp gidiyor ve biz öpüşüyorduk. Elime sabunu alıp vücudunda gezdirmeye başladım. Diz çöküp bacaklarının arasını sabunladım. Peçetenin kalan parçalarını temizledim. O ise yine kafasını geriye atmış yüzüne vuran ılık suyun göğüslerinden aşağıya süzüldüğünü görüyordum. Dudaklarımı vajinasına
yaklaştırıp yalamaya emmeye başladığımda bacaklarının titrediğini hissedebiliyordum. Ara sıra aniden dizlerini kırıyor, düşecek gibi oluyordu. Ayağını kaldırıp küvetin kenarına koydum ve kollarımı bacaklarını etrafından sarıp iki elimle kalçalarında yakaladım. O ise üzerimden uzanmış ellerini duvara koymuş, ağırlığını duvara vermiş, düşmemek için direniyordu. Ben bir taraftan onun hareketlerini izliyor bir taraftan ekşi tatlı vajinasının içine dil darbeleri atıyor klitorisini emiyordum. İyice
sertleşmiştim ve ayağa kalkıp dudaklarından öptüm. Yorgun bir hali vardı ama bu zevk yorgunluğuydu ve kulağına ağzına boşalmak istiyorum tatlım dediğimde diz çöküp erkekliğimi yalamaya başladı. Ellerini hiç kullanmıyor dik duran erkekliğime dil darbeleri atıyordu. Dudaklarını erkekliğimin ucuna dayadı, sanki öpüyor gibiydi ve ağzına aldı. Resmen başımı döndürmüştü. Erkekliğimin bir .
kısmı ağzındaydı ve o dilini öyle bir kıpırdatıyordu ki beni
titretiyordu. Hemen gelmek istiyordum. Ağzına boşalmak istiyordum. Emiyordu. Yalıyordu. Bir elini yerden kaldırıp tetislerimi tuttu. Sonuna kadar ağzına alıyor. Testislerimi
okşuyordu. Resmen inletiyordu beni. Dizlerimi hafifçe kırdım saçlarına yapıştım ve boşalmaya başladım. Kendini geri çekti ve suratına doğru bir .
parça meni fışkırdı ağzındakini diliyle dışarı doğru çıkardı ve devam et bebeğim deyip kafasını erkekliğime doğru bastırdım ve tekrar ağzına aldı. Diliyle erkekliğimin alt kısmını okşuyordu. Ayakta zor duruyordum ve o menileri yutmuyor ağzının kenarından akıp gitmesine izin veriyordu. Daha fazla dayanamadım ve dudaklarını erkekliğimden ayırıp diz çöktüm yanına. Ilık su hala üzerimize akıyordu. Küvete yaslanıp uzandım, üzerime çektim. Küvette yatıyorduk. Hiç konuşmadan elimi göğsüne atıp varla yok arası göğüs uçlarını iki parmağımla sıkıştırıp belirginleştirmeye çalışıyordum. Gözlerini kapamış başını omzuma yaslamış tahrik edici bir şekilde mırıldanıyor inliyordu. Başımı çevirip kulak memesini emmeye başladım. Bundan çok hoşlandığı belliydi, sesi daha yükselmiş .
artık tamamen inler olmuştu. Elimi aşağıya kaydırdım ve kalçasına geldiğimde elimi geçirebilmem için kalçasını hafifçe yukarıya kaldırdı. Parmağımı kalçalarının arasına
sokup arka deliğini bulduğumda hafifçe gözlerini açtı ve onu incitmeden hafif hafif masaj yapmaya başlayınca gözlerini tekrar kapadı. Kulak memesini emiyor göğüs ucunu sıkıyor ve arka deliğine masaj yapıyordum. O ise inliyor, düzensiz bir şekilde nefes alıp veriyordu. Göğsümdeki elimle
elini tutup klitorisinin üzerine getirdim ve o da hemen kendine masaj yapmaya başladı. Artık zevk alabileceği her yer uyarılıyordu. Bu şekilde doruğa ulaştı titreye titreye. Suyu kapattım ve küvetten çıktım. O hala küvetin içinde yatıyordu. Kapının arkasındaki havluya uzandım. Ve üzerimdeki suları söyle bir sildikten sonra elinden tutup ayağa kalkmasına yardım ettim. Havluyla onu kurularken göğüslerinde su damlacıklarını dilimle aldım. Gülümsüyor ve ben bu kadar güzel gülümseyen ve gülümsediğinde bu kadar sevimli olan bir kadın tanımamıştım hiç. Havluyu beline sarıp
kapıyı açtım, arkasından sarılıp göğüslerini tuttum ve kulağına üşümesinler ben koruyayım onları dedim. Kenetlenmiş bir biçimde antreyi geçtik ve girdiğimiz
oda onun odasıydı. Küçük bir oda, yatak, küçük bir masa ve bir gardrop vardı. Ortada kalan alan ancak iki kişinin zar zor döneceği kadardı. Yatağa oturdu. Burada yatmak ister misin dedi. Evet dedim ve yanına oturup dudaklarından öptüm. Yatağa uzandığımızda ancak sığabiliyorduk. Birbirimize yapışmış vaziyette koklaşıyor öpüşüyorduk. Dayanmak imkansızdı. Yorgun ve uykusuzdum, fakat bu kız çok ateşleyiciydi. Erkekliğim hareketlenmiş ve
bu hareketlere karşılık bulmuştu. Bacağını hafifçe havaya kaldırıp elimi bacağının arasından geçirip parmağımla arka deliğini bulmuştum. Hala öpüşüyor ve parmağımı
arka deliğinden içeri yollamaya çalışıyordum. Yatakta ayağa kalktı ve arkasını dönüp başımı bacaklarının arasına alıp yüzümün üzerine doğru çöktü. Erkekliğimi
ağzına aldı. Ben bir yandan klitorisini emiyor bir yandan da parmağımla arka deliğini zorluyordum. Evet bu sabah anal yapacaktık. İnliyor mmmm mmmm mmmmm diye erkekliğimi ağzından bırakmıyordu. Üzerimden yana doğru indirdim ve yan yatırdım. Kafamı bacaklarını arasına soktuğumda bacağını havaya kaldırıp
dizinden kırdı ve rahatça ulaşmamı sağladı. Vajinasına dimi sokup onu titretene kadar yaladım. Arka deliğine yöneldim. Tertemiz ve mis gibi kokuyordu. Tiksindirici bir şey olmadığından arka deliğine dilimle masaj yapmaya başladım. Sibel inlemeye devam ediyor o inledikçe ben daha fazla
tahrik oluyor ve dilimle daha fazla baskı yapıyordum. Hadi artık .
lütfen dediğinde kendimi ayırdım. Yüz üstü yatağa yatırıp kalçalarını yukarı kaldırmasını sağladım Sibel yastığa sarılmış yüzünü yana çevirmiş kalçaları havada bekliyordu. Parmağımı arka deliğine getirip içeriye doğru ittim. Hiç direnmiyor
aksine kendisini geriye doğru esnetiyordu. Parmağım arka deliğinin içindeydi ve yavaş yavaş oynatıp çevirip gevşemesini sağlıyordum. Parmağımı çekip aldım ve erkekliğimi arka deliğine yasladım. Sibel nefes almıyor nefesini tutuyordu. Sakin ol tatlım nefes al dediğimde kendisini biraz salmıştı seni incitmeyeceğim
tatlım dediğimde yavaş yavaş yükleniyordum. Kendisini istemeden de olsa sıkıyor girişimi zorlaştırıyordu. Üzerine doğru uzanıp hiç kıpırdamadan gevşemesini bekliyordum sırtını okşuyordum. Uzanıp ellerini geriye doğru çekip iki elimle ellerini belini üzerinde kenetledim kelepçeli gibi duruyordu. Bileklerinden tutup yavaş yavaş yüklenmeye başladım ve kalçasının üzerine sıkı bir şaplak attım. Şaplağın etkisiyle ne olduğunu anlamadan kendisini saldı ve aniden içine girdim. Resmen haykırdı. Hiç kıpırdaman bekliyordum. Kasılıyordu. Acıdığı belliydi. İnliyordu, lütfen dedi. Yavaş yavaş hareketlendim acıdığı belliydi uluyor inliyordu. Ellerini serbest bıraktım.
Yüzünü yastığa gömmüş tırnaklarını yastığa geçirmiş belli belirsiz sesler geliyordu. Arkasında sımsıkı bir deliğin içinde gidip geliyordum. Kalçaları, duruşu, inlemeleri beni çok tahrik ediyor o hırsla hızlanıyordum. Yavaş yavaş alışmış zevk almaya da başlamıştı. Daha hızlandım. Bu hepsinden farklıydı, zevk
ve acı iniltileri çığlıkları birbirine karışmıştı Sibel?in. Bense hızlı bir şekilde gidip geliyordum arkasında. Hadi artık hadi diye inlemeye başladığında benim içinde son noktayı koymuştu. O kadar tahrik olmuştum ki arka deliğine boşalmaya başlamıştım. Ama hiç durmak istemiyor onu daha
saatlerce bu şekilde inletmek istiyordum. Ama dayanmak imkansızdı. Arka deliğini sıkıyor aldığım zevkten gidip gelemez olmuştum. Erkekliğimi içinden çıkarıp yarı yatağa yarı Sibel?in üzerine attım kendimi. Erkekliğim hayret verici bir şekilde kaskatı duruyordu. Sibel yatakta doğrulup eliyle erkekliğimle oynuyor
sertliğine anlam veremiyordu aslında bende öyle. Uzanıp dudaklarının arasına aldı ve emmeye başladı. Büyük zevk, sanki acı duyar gibiydim. Beni resmen inletiyordu, ne kadar emdi bilmiyorum ama resmen zevkle karışık acı duyuyordum. Şakaklarım zonkluyordu, sürekli titriyordum. Tekrar boşaldım boşalmasına ama tek damla meni zar zor gelmişti. Yanıma uzandı. Saate baktım saat sabahın 8:30 uydu ve işe gitmeliydim. Kalktım hemen duş alıp Sibelin dudağından öptüm. Gözlerini açtı, işe gitmeyecek misin dedim. Saat 3te dedi ve akşam gelicek misin diye sordu. Gülümsedim ve .
hemen evden fırladım. Apartmanda kadının biri merdivenleri siliyordu. Kafasını kaldırıp bana baktı. Ben hiç yüzüne bakmadan apartmandan çıktım. En zor gündü işyerinde, uykusuz, yorgun. Akşamı zor ettim eve kendimi attığımda ayakta uyur haldeydim. Saat 12 gibi kalkarım deyip yattım. 12de kalkmalıydım. Sibel beni bekliyor olacaktı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder