Selamlar, ben Ertuğrul. 23 yaşında, 1.87 boyunda, 90 kilo ağırlığında, esmer bir erkeğim. Size anlatacağım hikaye kuzenim Şeyda'nın ilk deneyimidir. Kuzenim Şeyda benden 3 yaş küçük, 1.71 boyunda, 50 küsür kiloda, kumral ve mükemmel bir hatundur. (Nazlı Tolga'ya acayip benzer).
Kuzenim Şeyda ile olan hikayemiz bundan 4 yıl önce, Temmuz ayında, bir saatlik bir araba yolculuğuyla başlıyor. Dayımlar ve biz, haftasonlarını genelde yanyana olan bağevlerimizde geçiririz. Yine böyle bir haftasonunu birlikte geçirirken, şehir merkezine gidip birşeyler almamız gerekti. Alışverişe Şeyda ile ben gitmeye karar verdik. Şeyda o yıl sınava hazırlanıyordu, ben ise üniversitede öğrenciydim. Yolda giderken üniversite ortamından falan konuşurken, laf dönüp dolaşıp kız-erkek ilişkilerine, haliyle de sekse geldi. Şeyda utana sıkıla seks hayatımın nasıl gittiğini sormaya başladı. Bense bu konularda utanacak birşey olmadığını, rahat olmasını söyledim. Tabi aklıma hınzırca şeyler gelmişti ve ben Şeyda'yı o hınzır şeylere hazırlamaya çoktan karar vermiştim. Bir müddet yaşadığım deneyimleri anlattıktan sonra, kendisinin hiç seks yapıp yapadığını sordum. Halen bakire olduğunu öğrenince oldukça şaşırdım. Şeyda'ya, “Senin gibi güzel bir kızı nasıl olurda rahat bırakırlar? Sanırım etrafında doğru dürüst bir erkek yok!” dedim. Ve bir müddet daha bir sürü iltifat ettim. Şeyda hiç çıplak bir erkek görmediğini, sadece ara sıra izlediği porno filmlerde çıplak erkek gördüğünü söyledi. Ben ise, “Merak etme, yakın zamanda görürüsün!” deyip gülümsedim. Kendisinin de gülümsediğini görünce, zamanı geldi deyip harekete geçmeye karar verdim. Birkaç dakika kendisini süzdükten sonra elimi yavaşça bacağına attım ve tepkisini kontrol ettim. Baktım kiŞeyda da olacaklara razı, arabayı sakin bir kenara çektim ve işe koyulmaya başladım. Bir müddet yavaşça öpüştükten sonra işi ilerlettim ve kontrolü elime aldım. Birkaç dakikalık ateşli öpüşmeden sonra yavaşça Şeyda'yı soymaya başladım. Tam ritmimi yakalamışken Şeyda birden beni durdurdu ve devam etmek istemediğini söyledi. Nedenini sorduğumda, yol kenarında arabanın içinde kendisini kötü hissettiğini, kendisini sanki para karşılığında sevişen kadınlar gibi hissettiğini söyledi. Ben de, “O zaman hadi size gidelim!” dedim ve hemen arabayı çalıştırdım. Yolda hemen bir eczaneye uğradım ve prezervatif aldım. 5 dakika sonra evdeydik. Ve gerçek hikaye o andan sonra başladı. Eve çıkar çıkmaz çok ateşli bir öpüşme başladı. Şeyda adeta dudaklarımı kemiriyordu. Bu ateşli öpüşmeden sonra Şeyda'yı çırılçıplak soydum. Ben de sadece boxerımla kaldım ve memelerini yalamaya başladım. Memelerini deli gibi yaladıktan sonra aşağılara indim ve dil darbelerimi amına vurmaya başladım. Amı öyle güzeldi ve zevkten sırılsıklam olmuştu, ve ben ağzımı amından çekmek istemiyordum. Şeyda çığlıklar atarak, “Beni sik, hadi gir içime, seni istiyorum!” diye bağırması beni daha çok azdırıyordu. Daha sonra ayağa kalktım ve Şeyda'ya dizleri üzerine çökmesini söyledim. Şeyda'dan sakso çekmesini istedim. O ise yapamayacağını, daha önce bir yarrağa dokunmayı, ağzına almayı bırak, hiç canlı olarak görmediğini söyledi. Ben ise hiç bir zorluğunun olmadığını, izlediği porno filmlerdeki gibi yapmasını söyledim ve ikna ettim. Şeyda boxerımı yavaşça indirdi. Taş gibi yarrağımı görünce önce bir afalladı, sonra yavaşça dokunmaya başladı ve en sonunda ağzına aldı. Öyle bir sakso çekmeye başladı ki, 40 yıllık pornoculara taş çıkaracak cinsten. Sakso işi bitince prezervatifi verdim ve yarağıma takmasını söyledim. Şeyda prezervatifi yarağıma taktıktan sonra yavaşça amına yarrağımı sokmaya başladım. Şeyda kortuğunu söylüyordu, ben ise korkacak birşey olmadığını, çok büyük zevk duyacağını tekrarlıyordum. Ve artık zamanı gelmişti kuzenim Şeyda'nın bekaretini bozuyordum. Birden bire yarrağımı Şeyda'nın amına sonuna kadar kökledim. Şeyda acı bir çığlık atınca hemen dudağına yapıştım ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Hem seri bir şekilde Şeyda'nın amında gidip geliyordum, hem de ona güzel aşk sözcükleri söyleyip, bir yandan dudaklarına yapışıyor, bir yandan memelerini avuçluyordum. Şeyda ilk andaki acıyı atlatıp da iyice zevk almaya başlayınca, bu defa da zevk çığlıkları atmaya başlamıştı. “Erkeğim, kocacığım, beni sik, tek erkeğimsin Ertuğrul!” çığlıklarıyla beni daha da azdırıyordu. Bir süre sonra çok hızlı gidip gelmemi istedi ve orgazm yaşayacağını söyledi. Bir müddet sonra Şeyda çığlıklar ve titremelerle mükemmel bir orgazm yaşadı ve hayatında o güne kadar yaşadığı en büyük mutluluk olduğunu söyledi. Birkaç seri gidiş gelişten sonra, ben de dehşet bir orgazm yaşadım ve birbirimize sarılıp bir müddet uzandık. Kuzenim Şeyda'nın bekareti gitmişti, ama benim aklımdaki hınzırlıklar bitmek bilmiyordu. Şeyda'yı bir defa da götten sikmek istiyordum. Ama Şeyda'yı buna nasıl ikna edeceğimi tam olarak kestiremiyordum. Yavaş yavaş konuya girip ikna etmeyi düşünürken, Şeyda derdimi sezinledi ve “Sen artık benim kocamsın, ne istiyorsan yaparız!” dedi ve beni mutluluktan uçurdu. Biraz dinlenip sohbet ettikten sonra tam işe koyulacakken, Şeyda'yı yengem aradı ve neden geciktiğimizi sordu. Biz de alışveriş merkezinde olduğumuzu ve biraz dolaşacağımızı söyleyip merak etmemeleri konusunda yengemi ikna ettik ve işimize kaldığımız yerden devam etmeye başladık. Şeyda ile tekrar dudaklarımız birleşti ve deliler gibi öpüştük adeta birbirimizi somuruyorduk. Sonra ben yine memelerine deliler gibi yumuldum ve yavaş yavaş amına doğru indim. Amına dil atmaya başladım ve biraz önceki orgazmda gelen sıvının tadını hissediyordum. Sonra Şeyda da yarrağımı yalamaya başladı ve bana mükemmel bir sakso deneyimi yaşattı. Daha sonra Şeyda'ya krem getirmesini söyledim. Şeyda'nın getirdiği kremle işe koyuldum, domaltıp götünün deliğini yağladım. Şeyda'nın mükemmel bir götü vardı ve tam karşımda yarrağımı içine almayı bekliyordu. Önce parmağımla deliği biraz gevşettim. Kıvama geldiğini düşündüğüm anda yavaşça sikimin kafasını sokmaya başladım. Daracık götüne yarrağım girmeye çalışıyordu. Şeyda kasılıyor ve “Yavaş ol aşkım, lütfen yavaş ol, çokacıyor!” diye altımda inliyordu. “Yavaş ol kocacığım, yavaş ol erkeğim, lütfen çıkar!” dedikçe, ben biraz daha sokuyordum. Şeyda'nın gözlerinden yaş gelinceye kadar sokmaya devam ettim. Artık götünün deliği iyice genişlemiş Şeyda da iyice zevk almaya başlamıştı. Şeyda'nın zevk çığlıklarından da güç alarak götüne çok hızlı ve çok sert bir şekilde gidip gelmeye başlamıştım. Şeyda'nın, “Yeter artık, çıkar, bayılacağım!” çığlıkları arasına bir kez daha doruk noktasına ulaşmak üzereydim. En sonunda yarrağımı Şeyda'nın o mükemmel daracık götünden çıkardım ve memelerine boşaldım. O günkü sikişmemiz, kuzenim Şeyda'nın ilk, benim de hayatımda yaşadığım en zevkli seks deneyimlerinden biriydi. Halen düzenli aralıklarla Şeyda ile sikişmelerimiz devam ediyor, resmen karı koca gibi olduk. Her sikişmemizde, o ilk günkü gibi zevkli ve heyecanlı orgazmlar yaşıyoruz.
Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum. Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi. Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu atmıştı üzerinden. Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı. Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı. Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık. Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim. Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidipdinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış, balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel geçiyordu... Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de, “Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim, “Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük. Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim. Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama yine de ağrıdığını söyledi... Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım, döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım, kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu, “Ayağımda birşey yok...” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi. Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım... “Bak Sibel... Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır... hayır yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir. Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum. Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım, ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu... Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim. Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı. İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti.Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi. “Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık kibizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu. Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı. Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş, harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı. Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma, kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi, kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikimhiç olmadığı kadar sertleşiyordu... Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı. Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti... Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu. Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim. Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle dairelerçizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu. Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu. Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi,sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben, kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi. “Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına... Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun, içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım... İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık. Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet... Bak bu kan senin kadınlığa geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı... Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı. Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım...” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm. Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim. “Yok... Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!” dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi. Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş. Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış... Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış. Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş. Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş... Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı. Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı. Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi... Zıplamaya başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım. Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı. Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!” dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine, kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu. Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük. Dudaklarımdan öperek uğurladı. Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik, yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine kaymaklı kadayıfta yedirdim!” :) dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış...
Merhaba arkadaşlar. Son yaşadığım olaydan sonra bunu sizlerle paylaşmaya karar verdim. Kendimle ilgili teferruata gerek görmüyorum, direk anımı size aktarmaya başlıyorum. Lise yıllarımı Türkiyede adından sıkça bahsedilen bir Anadolu Meslek Lisesinde geçirdim. Kızlar çok fazla olmasada vardı. Ama bizim şansımıza da bulunan kızların hepsi turistik bölgelerde staj yaptıklarından dolayı bir çoğu gayet rahat hatunlardı ve cinsellik yönünden keyiflerine düşkünlerdi. Dediğim gibi okulda pek kız yoktu, ama ben popüler bir öğrenciydim. Hem hazırlıktan sonra geldiğim için, hemde kısa süre içinde hem haytalıkta hem de derslerde başarılı olduğumdan kızların dikkatini çekmiştim.
Artık Lise sona gelmiştik, okulda son yılımızdı. Lise 2’lerden gözüme çok fazla takılan, o zamanlarda bile vücut hatları inanılmaz sexy, esmer güzeli bir hatun vardı. Bayram tatiline girerken bir şekilde bu hatunun telefon numarasını aldım ve mesaj yazmaya başladım. O da cevapladı. Bu şekilde yazışarak bayram tatilinden dönmeden yakınlaşmaya başladık. Döndüğümüzde de kantinde sınıflarda filan buluşuyor, fırsat bulduğumuzda küçük muzurluklar yapıyorduk. Ama iyi bir fırsat bulupta onunla tam olarak cinsel bir şeyler yapamadan okul bitti, ayrıldık. O günden beri hep aklımdaydı. Yaklaşık 3 ay önce Facebooktan okulun sayfasında onu görüp dürttüm. O da beni dürttü. Birkaç dürtüşmeden sonra arkadaşlık teklifi gönderdi. Eh tabi ben de kabul ettim ve yazdım. Öncelikle sohbetimiz mesajlarla, nasılsın, nerdesin şeklinde gelişti. Bir akşam aynı saatlerde online karşılaşıp MSN’lerimizi aldık ve olay tamamen yön değiştirdi... MSN’de konuşurken onunla eski günlerde yaptığımız muzurluklardan bahsettik. Sonra ona, “Keşke yine yapabilsek!” diye bir sinyal yolladım. O da, “Keşke!” diye cevaplayınca, onun da farklı yaklaşmadığını anladım. O gece sabaha kadar yazışarak sanal seks yaptık desem yalan olmaz. O bunu ilk kez benimle yaşadığını ve onu çok etkilediğimi söyleyip durdu. Daha sonra arada bir muzur sohbetler etsek de normal sohbetimiz de gayet olumlu devam etti. Benden etkilendiğini biliyordum. Ona sevgililer gününde sürpriz bir hediye yolladım, çok hoşuna gitmişti. Bundan 1 ay kadar önce ona, “İstanbula gelirmisin?” diye sordum. O da, “Olur!” diye cevapladı. Kuzenimin evinin boş olduğunu, ama kuzenimi de oyalayabilecek bir kız arkadaşını getirirse daha rahat edeceğimizi ekledim. O da gülerek, “Tamam!” dedi. Bir plan yapıp tarihi beklemeye başladık. O süre zarfında çok fazla online denk gelip sohbet edemedik ve denk geldiğimizde de cinsel sohbetlere fazla girmedik. Gün gelip çattı. Kuzenimle kızları karşılamaya gittik. Otobüsten indiğinde gözümü ondan alamıyordum. Kırmızı mini bir elbise giymiş, içinde siyah kalın çoraplarıyla inanılmaz gözüküyordu. Liseden beri çok değişmişti ve gelişmişti, ama bu onu dahada güzelleştirmişti. Abartısız 90-60-90 ölçülerindeydi. Uzun düz siyah saçları neredeyse belindeydi. Simsiyah gözleri esmer teninde parıldıyordu. İnci gibi dişleri vardı. Gülümsemesi beni çok etkilemişti. El sıkışıp sarıldık. Kulağına, “Seni çok özlemişim, bunu şimdi fark ettim!” dedim gülerek. “Galiba ben de!” dedi. “Çok güzel olmuşsun!” dedim, teşekkür etti. Diğer arkadaşı da kuzenimle tanıştılar. Arabaya binip Caddeye gittik, birşeyler yedik içtik sohbet ettik, sonra da eve geçtik. Biraz dinlenip dışarı çıkacaktık. Eve girdik, kızlara odalarını gösterdim, “Siz burada kalacaksınız, ama bilmiyorum mümkün mü?” dedim. Ne ima ettiğimi anlayan Gözde gülümsedi... Herkes akşam için hazırlandı. Gözdeyi gördüğümde birkez daha doğru bir hareket yaptığımı anladım. Mini bir kot etek, üstüne gömlek, düğmeleri göğüslerini gösterecek şekilde açılmış, üstüne yelek, siyah desenli çoraplar ve topluklu ayakkabılarıyla inanılmaz sexy idi. Onu görünce gözlerine bakarak dudağımı ısırdım ve “Bu gece seni elimde tutmak için çok çaba sarfetmem gerekecek anlaşılan!” dedim. Güldü, “Sen mi, ben mi?” diyerek o da iltifatıma karşılık verdi. Hep birlikte arabaya binip, sık sık adını duyduğumuz kulüplerden birine gittik. Bir güzel eğlenmiştik, Gözdeyle yakın temaslarımız olmuş, sık sık öpüşüp koklaşmıştık. Gece olup eve geldiğimizde biraz daha oturup sohbet ettik. Gözde, “Ben içeri gidiyorum, gelirim birazdan!” dedi. Hepimiz çakır keyiftik. Kuzenle diğer hatun da işi ilerletmişler, birbirlerine sarılmış sohbet ediyorlardı. Ortamda fazlalık olduğumu hissettim ve “Ben bir odama gideyim.” diyerek kalktım... Gözdenin odasının önünden geçerken kapı açıldı ve Gözde, hemen kalçalarının altında biten saten siyah geceliği ve siyah jartiyerleriyle karşımdaydı. Bana bakıp, “Hala odana gitmeyi düşünüyormusun?” diye sordu. Cevap vermeden odasına girip kapıyı örttüm. Belinden tutup kendime çektim, onu yükseltip dudaklarına yapıştım. Ayakta öpüşmeye başladık, önce nefesimiz, sonra dudaklarımız, sonra da dillerimiz birleşti. Ellerini saçlarıma dolamış başımı çekiştiriyordu. Ben de eteğini sıyırıp kalçalarını okşamaya başladım. Gerçekten taş gibi dedikleri bu olsa gerekti. İçinde çamaşır yoktu. Beni yatağa itip oturttu. Üstümü çıkarıp öpmeye başladı. Sonra fermuarımı açıp kazık gibi olmuş sikimi çıkardı, gözlerimin içine bakarak önce bir öpücük kondurdu sikimin başına ve “Şimdi hayalleri gerçeğe çevirme zamanı!” diyerek sikimi emmeye başladı. Gerçekten işini biliyordu. Hem meziyetleri, hem güzelliğiyle tam bir afetti. Dilini dışarı çıkarıp sikimi kökünden başına kadar yalıyor, sonra kafasını ağzına alıp yuvarlak dil hareketleriyle emiyordu... Bir süre böyle devam ettikten sonra hızlıca emmeye ve okşamaya başladı, iyice kurulmuştum gelmek üzereydim. “MSN’de konuştuğumuz gibi yapalım, ilkinde ağzıma boşal!” dedi. Oysa MSN’de konuşurken hep iğrenç bulmuştu, anlaşılan ilki olmama izin verecekti. Sesimi çıkarmadım, ellerimi uzatıp saçlarını yakaladım ve ağzında gidip gelerek ona yardımcı olmaya başladım. Bu iyice hızlandı ve ağzına boşaldım. Bir hayli fazla boşalmıştım, kafasını tutup bastırdım ve döllerimi yutmasını sağladım. Kafasını kaldırdığında suratında karışık bir ifade vardı. Uzanıp yatağın başucundaki sürahiden bardağa su doldurdum verdim, içti. “Ee nasıldı tadı?” dedim. “Beklediğimden iyiydi!” dedi. Güldüm, “Sıra bende!” diyerek onu yatağa yanıma çektim, sırt üstü yatırıp boynundan öpmeye başladım. Sonra kulaklarına, ordan göğüslerine geçtim. Göğüsleri Liseden beri hayalimi süslüyordu, ama ilk kez görecektim. Geceliğini sıyırıp onları açığa çıkardım. Göğüslerinde ne bir sarkma, ne bir yumuşaklık, sanki Paros mermerinden yapılmışlardı... Göğüslerini biraz okşadım ve öpmeye başladım, göğüsuçlarını dudaklarımın arasında eziyor onu delirtiyordum. Usulca aşağı indim. Göbeğini kasıklarını öpüyor emiyordum. Ordan baldırlarına inip diz kapaklarına geçtim, biraz oyalanıp sağ ayağını elime aldım ayak başparmağını emmeye başladım, çok zevk alıyordu. Elimi uzatıpamını okşadım, bacaklarını iyice ayırdı, her yeri muhteşemdi. Tekrar hamle yapıp baldırlarına geldim, elleri saçlarımda kafamı yönlendirmek istiyordu, izin vermeyip delirtiyordum. Dilimi çıkarıp, alttan klitorsine kadaram dudakları arasında gezdirdim, bir inilti döküldü dudaklarından, tekrar ve tekrar bunu yaptım. Sonra da resmen amına yumuldum, am dudakları arasında klitorisini buldum ve emmeye, dilimle daireler çizerek onu delirtmeye başladım. İnliyor, kendine hakim olamıyordu. Bir süre sonra titreyerek boşaldı. Birkaç dil darbesi daha attığımda resmen titriyordu. Kalktı, “Çok güzeldi ama yetmez!” dedi ve güldü. “Bence de!” diye ekledim... Yataktan indi, beni de yatağın kenarına oturtup bacaklarımı ayırdı, bacaklarımın arasına girip biraz sikimi yaladıktan sonra, bacaklarını belime dolayarak sikimi içine almak için hamle yaptı, ama izin vermedim, belinden yakalayıp onu durdurdum. Sikimi kavrayıp amına sürtmeye başladım. Sikime oturmak için çabalıyor, ben izin vermiyordum. MSN’de onu yalvartacağıma söz vermiştim ve bu sözümü tutacaktım. Amının dudakları iyice kabarmış, amı sulanmıştı, sikimin kafası amının o dudakları arasında gezindikçe deliriyordu. Kulağıma eğilip, “Hadi gir artık!” dedi. Belini daha sıkı tuttum, sikimin kafasını sokup çıkardım. “Off hadi gir içime!” dedi. Aynı şeyi yaptım, biraz daha ileri gittim. “Hadi aşkım, sik beni, yalvarırım sok!” dedi. Güldüm ve onu serbest bıraktım. Bir hamlede sikimi içine aldı, amı inanılmaz sıcak, ıslak ve dardı. Amının her santimini sikimle hissediyordum. Kucağımda oturup tam olarak sardı ve sıktı beni, sonra yavaş hareketlerle oturup kalkmaya başladı, sonra iyice hızlandı. Öpüşerek sikişiyorduk... Kendimi geriye bırakıp alttan hızlıca vurmaya başladım. Alttan sert bir şekilde vurdukça göğüsleri sallanıyordu, görüntü harikaydı. Bir süre daha böyle devam ettik. Sonra bir hamlede onu sırt üstü yatırıp, altıma aldım. Bacaklarını belime dolamış, elleri göğsümdeydi, içine girip çıkmaya devam ediyordum, ama belimdeki bacaklar onu daha sert ve hızlı sikmeme engeldi. Bacaklarını bileklerinden yakalayıp havada birleştirdim, şimdi sert ve hızlı bir şekilde köküne kadar girip çıkarak onu sikiyordum. Elleri çarşafı sıkıyor, dudağından iniltiler dökülüyordu. Bacaklarını ayırıp iyice ona bastırdım, yüzünü daha net görmek istiyordum. İyice yüklenerek onu sikmeye devam ettim. Aldığı zevkten iyice kısılmış gözleriyle göz göze geldim. Dudağının kenarını ısırırarak inlemeye devam etti. Göz göze harika bir şekilde sikişiyorduk. Bir süre daha böyle devam ettim. İyice hızlandığımda, “Hadi birlikte gelelim!” dedi. Tempomuzu iyice artırdık ve birlikte sarsılarak boşaldık... Bir süre sarılarak uzandıktan sonra, “Nasıl, beklediğin kadar güzelmiydi?” diye soran o oldu. “Fena değildi!” diyerek cevapladım. Sinirlenmişti, “Off uyuz, o zaman git başkasını sik!” dedi. Gülerek, “Kızma hemen, şakaydı, harikaydın, listenin ilk sıralarında yer alırsın!” dedim, gülüştük. Yatağın kenarından çantasını aldı içinden çıkardığı ıslak mendille önce benim sikimi sonra kendi amını temizledi ve tekrardan bana oral seks yapmaya başladı. “Anlaşılan birileri hala sikişmek istiyor!” diyerek güldüm. “4 kere geldim ama hala istiyorum, çok zamanımız yok o yüzden de sana uyku yok!” diyerek güldü ve oral sekse devam etti. Kısa sürede sikim sertleşti ve onu 69 olacak şekilde çevirdim, dilimi amında gezdirmeye başladım. Şimdi ikimiz de hem zevk alıyor hem veriyorduk. Bir süre böyle devam ettikten sonra onu üstümden kaldırıp yatağa domalttım, “Çantanda krem var mı?” diye sordum. “Ya arkadan yapmasan? Çok acıyacak şimdi!” dedi. “Bir bakalım, canın acırsa söz bırakıcaz!” dedim. “Tamam.” dedi. Kremi aldım işaret parmağıma sürdüm ve götünün deliğinesoktum, bu arada amına yavaş yavaş girmeye devam ediyordum. Her iki deliğinde de olunması hoşuna gitmiş, inlemeleri artmıştı... Götünden işaret parmağımı çıkarıp, orta parmağımı kremleyip soktum, o da kolayca girdi. İçi iyice kayganlaşmıştı. Şimdi iki parmağımı içine soktum. Alırken zorlandı biraz, Ihh’lasa da çok kısa sürdü ve alıştı. Bir sürede böyle devam ettim. Götü iyice alıştığında parmağımı çıkarıp sikimi de iyice kremledim, bir elimi göğsüne götürüp okşamaya başladım, diğer elimle sikimi göt deliğine hizlayıp kafasını ittim, girmişti. Biraz Ihh’ladı, biraz canı yandı, fakat Çıkar! demedi. Ben de boşta kalan elimi alttan uzatıp amını okşamaya parmaklamaya başladım. Hem zevk almasını hemde alışmasını bekliyordum. Amındaki parmağımdan zevk almaya başladığında, götüne biraz daha girdim ve bu kez o kadar inlemedi. Zevk alması daha önde geliyordu. Bunu fırsat bilip tamamen kökledim ve onu doğrultup göğsünü okşayıp amını parmaklarken arka deliğini dolduran sikime daha rahat alışması için ensesini kulağını öpmeye başladım. İyice rahatladığında götünde hafifçe gitgele başladım ve sordum, “Nasıl, sevdin mi?” dedim. “Daha önce denediğimde acıdan başka bir şey hissetmedim, ama bu sefer harika!” dedi. “O kadar olsun artık!” dedim ve güldüm... Şimdi götünün içinde rahatça hareket edebiliyordum, her giriş çıkışımda zevk inlemeleri dökülüyordu dudaklarından. İyice hızlandım, onu yine domaltarak götünü sert ve seri sikmeye başladım. İnlemelerimiz tüm odayı doldurmuştu, ikimiz de zevkten dört köşeydik resmen. Bir süre sonra, “Üste çıkmak istiyorum!” dedi, kabul ettim, yattım. Yüzü bana dönük, sikimi eline alıp götünün deliğine denk getirip üstüne oturdu, anlaşılan çok sevmişti. Tam olarak üstüme yatıp dudaklarıma yapıştı, yavaş hareketlerle götüne alıp çıkarıyordu. Dudaklarını bırakıp kulağına, “Bakıyorum da arkadan yemek hoşuna gitti!” dedim. “Evet aşkım, çok sevdim, seninle yapılan her şey çok zevkli!” diyerek cevapladı ve doğruldu. Yavaş yavaş hızlandı, kucağımda hopluyor, her oturuşunda çıkan sesler odayı kaplıyordu. Göğüsleri her oturuş kalkışında sallanıyor, saçları savruluyordu. İyice hızlandı, eli bacak arasına gitti, amını okşayarak orgazm olacağını anladım. Gözlerini açtı ve bana bakarak, “Gelebilirmisin?” diye sordu. “Evet!” dedim. İyice hızlandı, bir eli amında, bir eli dizimde, kucağımda hoplayarak beni de, kendini de boşalttı. Sonrasında birlikte uyumuşuz. Sabah bana yaptığı oral seksle uyandım. Şimdilik bu kadar arkadaşlar. Herkese bol şans ve zevkli günler.
Selam. Ben Cem. 36 yaşında, 1.87 boyunda, iri yapılı biriyim. Yalnız yaşıyorum. Dükkanımda çalışan Nalan adında bir kız vardı, ufak tefek, 1.57 boyunda, narin yapılı, çok güzel bir yüzü vardı, başını örterdi, uzun elbiseler giyerdi hep, elleri ve yüzünden başka bir yerini göremezdim. Ama elbisenin dışından, dolgun kalçası ve göğüsleri belli oluyordu. Bu haliyle bile çok güzeldi. Kız pek konuşmaz, masum ve utangaç duruşuyla ilgimi çekerdi, ona çok iyi davranırdım. 23 yaşına gelmişti. “Evlenme zamanın geldi Nalan...” dediğimde, yüzü kızarırdı hemen.
Dükkanın arkasındaki özel odamda bazen gece de kalırdım. Bir gün Nalan dükkanı açtığında, benim arka odada olduğumu bilmediğinden olsa gerek, dükkana kızarkadaşıyla geldi. Kızı tanıyordum, Büşra adında, kendisiyle yaşıt bir kızdı. Çay söyleyip sohbete başladılar. Odamın kapısı sürekli kilitli olduğundan girmeye zaten cesaret etmezdi Nalan. İçerde kahve yapıp yatağa uzandım. Öğlenden önce zaten pek iş olmazdı. Nalanla Büşra sohbeti koyulaştırmış, ben yokum diye rahatça konuşuyorlardı. Duyduklarıma inanamıyordum. Cinsellik ve seksten bahsediyorlardı. Çok şaşırmıştım. Birbirlerine, seks yaparken ne istediklerini anlatıyorlardı. Nalan kendisinden büyük olgun erkeklerden hoşlanıyormuş ve o yüzden de şimdiye kadarevlenmek istememiş. Anlattığına göre de erkeklerin onu sert bir şekilde sevmesini, özellikle memelerinin okşanmasını istediğini falan anlatıyordu. Boynunun da hassas olduğunu, bir erkek dokunursa ona fazla direnemeyeceğini, memelerini tutan biri olsa, anında teslim olabileceğini anlatıyordu Büşraya. Ben şaşkınlıkla dinliyordum... Nalanın pek kimsesi yoktu, yaşlı anneannesiyle kalıyordu, ailesini küçükken kaybetmiş. Çevrenin zoruyla kapandığını zaten biliyordum. Aklım Nalanın anlattıklarında kalmıştı. Bir şekilde onu istiyordum. İçerdensessizce mesaj yazıp cep telefonuna gönderdim. Bankada halletmesi için ona bir iş verdim ve böylelikle dükkandan çıkmalarını sağladım. Bunlar gidince hemen dışarı çıkıp, dükkana yeni gelmiş gibi oturmaya başladım. 1 saat sonra Nalan geldi. “Nalancığım ya, bugün biraz erken kapatalım, evde temizlik yapacağım, hatta yardımın olursa da çok sevinirim.” deyince, “Tabi Cem abi!” demişti. Anneannesine telefon ettirdim, biraz gecikeceğini söylettirdim. Öğleden sonra ben eve gittim, sonra da gelmesi için Nalanı aradım. Biraz sonra Nalan dükkanı kapatıp eve geldi... “Nalan ben evi epeyce temizledim, ama banyoyu beceremedim, rica etsem temizlermisin?” deyince, “Tabi!” deyip işe başladı. Ben de etrafın tozunu alıyordum. Bir ara baktığmıda Nalan banyoda ter içinde çalışıyordu, başını açmamıştı bile. “Nalan işin bitince lütfen banyo yap, çok terledin!” deyince, “Evde yaparım...” demişti. Biraz sertçe, kaşlarımı çatarak, şakayla karışık, “Hayır, banyo yapmadan bırakmam!” deyince, “Tamam...” dedi. Nalan işini bitirmişti ve saat daha 16:00 olmamıştı. Çay yaptım. O da banyo yapmış çıkmıştı. Yanakları pembeleşmişti, belki utandığından, belki de sıcak sudandı. Karşılıklı çay içtik. Nalan bardağını mutfağa götürürken arkasından gittim. Heyecanım doruktaydı. Tezgahın önünde Nalana arkadan sıkıca sarıldım. Donup kalmıştı. Hemen tezgaha sıkıştırıp, memelerini tuttum ve boynunu öpmeye başladım. Nalan kollarımdan kurtulmak için direniyordu. Sadece sessizce, “Cem abi bırak...” diyordu, ama kurtulamıyordu. Memelerini okşuyordum. Dudaklarını öpmek isterken boynunu eğerek kurtulmaya çalışıyordu, ama ufacık bedeniyle iri kollarımdan kurtulamıyordu. Nalanı bırakmadan memelerini okşamaya devam ettim. Halen, “Cem abi yapma...” diyordu. Kucakladığım gibi yatağa götürdüm. Direnmesine rağmen elbisesinin altına elimi sokmuş, bacak aralarını okşuyordum. Kollarımda titriyordu. Dolgun kalçasını okşuyordum. Tek elimle sıkıca tutmuş, öteki elimle elbisesini çıkarıyordum. Yatağa yatırıp altıma aldım. Sütyenini sıyırıp, memelerini sertçe okşarken uçlarını da emiyordum artık. “Cem abi yapma...” diyordu halen... Elbisesini yukarı sıyırıp, siyah külotunu biraz indirince, kılları yeni alınmış harika bir am çıktı karşıma. Amını öpüp yalamaya başlarken külotunu da çıkardım. Nalanın üstüne ters oturup kımıldamasını önleyerek, bacaklarını tutup ayırdım ve amını yalayıp emmeye başladım. Amının dudakları kabarık ve sımsıkı kapalıydı. Dilimi yarığından içeri itince, “Ihhh!” diye ses çıkarmış ve öylece kalmıştı. Artık kımıldamıyordu. Dilimle amına darbeler atıp, am dudaklarını ve klitorisini emdikçe, am sıvıları akıyordu. Ekşimsi am sıvıları dudağıma bulaşmıştı. Klitorisini emdikçe sessizce inliyordu artık. Üstünden yavaşça kalkıp, amını emerken elbisesini de boynuna kadar sıyırdım. Artık hareketsiz yatıyordu ve gözlerini kapamıştı. Doğrulup memelerini sertçe okşarken de tamamen soydum... Nalan beyez tenli ufacık bedeniyle önümde çırılçıplak yatıyordu. Yine memelerini emip, kalçasını okşarken, tek elle kendim de soyunuyordum. İri yarrağım külottan çıkınca karnıma çarptı. Tekrar amını emmeye başladım. Parmaklarımla am dudaklarını ayırıp ufacık am girişine bakınca, yarrağımın zor gireceğini düşündüm. Ama ne olursa olsun sikecektim, geri dönüş yoktu bu noktadan sonra. Nalanın bacak arasına yerleştim, omuzlarını ve boynunu sıkıca kavradım. Altımda kaybolmuştu, gözü kapalı sessizce yatıyordu.Yarrağımın başını amına dayayınca, yeniden titremeye başladı. Heyecandan, belki de korkudandı. Abanarakamına girmeye başladım. Daracık amın girişini zorlayan yarrağım, kızlığını yırtıp 3-4 cm girince, Nalan yüzünü kasıp, “Ihhhh!” diye inledi. Biraz durup yine yüklendim, biraz daha girmiştim. Hafif darbelerle amını sikmeye başladım. Daracık amında her yüklendiğimde biraz daha giriyordu yarrağım. Nalanın amı harikaydı, daracık ve ateş gibi... Artık Nalanı yavaş git gellerle sikiyordum. Daracık amı yarrağımın tamamını alamamıştı, ama amının dibini esneterek sikiyordum. Hızlandıkça inlemesi artıyordu. Artık sertçe köklüyordum ve Nalan altımda kıvranıyordu. Her sert köklememde, köküne kadar girince, inleyerek kıvranıyordu. Artık zevk aldığı belliydi. Kızarkadaşına anlatırken sert sikilmek istediğini duymuştum ve ona göre sikiyordum. Nalanın amından sikimi aniden çıkarıp, onu da kaldırdım. Dizlerinin üstünde domaltıp, memelerini sıkarak okşarken, arkadan dolgun kalçasının arasındaki daracık amına da sertçe kökledim yine. Sarsılarak titredi. Memelerini okşayarak, seri şekilde köklemeye devam ediyordum. İnlemesi artmıştı. Kalçasını oynatarak hafifçe bana itiyordu. Dakikalarca kökleyerek siktiğim Nalan artık iyice kasılmaya başladı. Titreyerek orgazm oluyordu... Amındaki kasılmalar beni de getirmişti, 7-8 sert köklemeyle daracık amına boşaldım. Biraz daha pompaladıktan sonra yarrağımı çıkardım. Amından döllerim süzülüyordu. Birkaç damla kan amının dudaklarına ve yarrağımın dip tarafına bulaşmıştı. Yanına yatıp sarıldım. Nalan sessizce yatıyordu, hiç sesi çkmıyordu...
Merhabalar, adım Ali. 18 yaşındayım. 1.85 boyunda, 63 kiloda gayet yakışıklı bir gencim. Daha önce hemen hemen çıktığım bütün kız arkadaşlarımı
siktim ama bu anlatacağım olaydaki kadar kısa zaman içinde değildi. Neyse olayı anlatayım. Hergün olduğu gibi sabah saat 07:00’de işime gitmek için evden çıktım. Tramvaya bindim ve boş bulduğum bir yere oturdum. Daha inmem gereken durağa çok vardı ve ben de telefonumdan müzik dinliyordum. Tramvay durakta durdu ve sadece iki kişi bindi. Birisi gayet normal giyinen, benim yaşlarımda güzel bir kızdı. Kızı tepeden tırnağa süzdüm tabi. Kız benim oturduğum yere doğru yürümeye başladı. Benim ayağımın biri biraz dışarda olduğu için ayağıma (bilerek yada bilmeyerek) bastı ve özür dileyerek arkamdaki koltuğa oturdu. Benden defalarca özür diliyordu. Ben de fırsat bu fırsat diyerek arkaya dönüp “Özür dilemene gerek yok. Önemli değil.” dedim ve tekrar önüme döndüm. Aradan bir dakika geçti yada geçmedi bana bir kağıt mendil verdi ve ayakkabımı silmemi istedi. Aldım kağıt mendili ve ne göreyim? Kız bana telefon numarasını yazmış, altına da ismini: Esra! Benimle tanışmak istiyordu. Yanıma oturmasını ve yol boyunca konuşmak istediğimi söyledim. Esra oturduğu yerden kalktı ve yanıma oturdu. Havadan sudan konuşmaya başladık, ne iş yapıyorsun, okuyormusun gibi sorular sordum. Esra “Lise 3’te okuduğunu ve devam etmek istediğini.” söyledi. Benim inmem gerektiğini, onu akşam arayacağımı söyledim ve indim. O gün akşamı zor ettim. Eve geldim, yemek yedim ve hemen telefona sarıldım, Esrayı aradım. Telefonu açtı ve başladık konuşmaya. İki saattir konuşuyorduk. Esraya ‘Bir sevgilisinin olup olmadığını’ sordum, o da ‘Sevgilisinin olmadığını’ söyledi. Ben de hemen ‘Benimle çıkmak isteyip istemediğini’ sordum. Esra “Bu soruyu hiç sormıycaksın sandım. Evet seninle çıkmak istiyorum. Zaten ayağına o yüzden bastım.” dedi. Sevinçten adeta uçmuştum. Aradan üç gün geçmişti, buluştuk ve sinemaya gittik. Film başlar başlamaz benim aklıma şeytanca fikirler geldi, acaba Esrayı öpebilirmiyim gibi. Elimi omuzuna, saçlarına, ensesine atmaya başladım. Esranın nefes alış verişi değişmişti adeta. Tek bir hamleyle kızın dudaklarına yapıştım ve deliler gibi öpmeye, dudaklarını emmeye başladım. Fazla geçmeden o da yanıt vermeye, beni öpmeye başladı. Artık rahattım, elimi o taş gibi ve her biri kafam kadar büyük olan memelerine attım ve okşamaya başladım. Diğer elimle de onun elini tutup benim yarrağın üstüne koydum, o da yanıt verdi ve sinemanın en arka koltuklarında sevişmeye başladık. Derken film araya girdi ve Esra “WC’ye gitmem lazım, sayende külodum berbat durumda.” dedi ve bana gülümsedi. Filmin ikinci yarısı boyunca da seviştik. Film bitince Esra “Eve gitmem lazım, seni seviyorum birtanem, kendine iyi bak.” dedi, öptü ve gitti. Akşam olunca evde şeytanca fikirler beni yine rahat bırakmıyordu, ne yapıp ne edip Esrayı sikmeliyim diye düşünmeye ve planlar yapmaya başladım. Gece saat 01:00 civarıydı, telefonum çaldı, arayan Esraydı. Telefonu açar açmaz, Esra “Bana bugün ne yaptın sen? Seni bıraktığımdan beri boşalıyorum. Seni hınzır.” dedi. Ben de hemen “Bebeğim, babam uyumuş, arabayla geziyorum ve çok sıkıldım. Seni de alıp biraz kafa dağıtalım mı? Ne dersin?” dedim. Esra da “Aşkım nasıl çıkarım? Bu saatte izin alamam ki.” demesi üzerine, dalgacı bir sesle “Ben de izin al demiyorum ki zaten birtanem, sessizce çık gel.” dedim. Anlaştık ve yarım saat sonra arabayla evlerinin köşesindeki caddenin ucundaydım. (Araba da 1975 model bakımlı bir Hacı Murat :)) Yakalanmasın diye ben aramadım ve Esranın aramasını bekledim ve saniyeler sonra aradı. “Evden çıktım geliyorum.” demesiyle benim de gözüm yoldaydı. Bindi arabaya, dudağıma öpücüğünü kondurdu ve “Seni çok özledim.” dedi. Esraya ‘Nereye gitmek istediğini’ sordum. “Neresi olursa olsun, farketmez. Yanındayım ya yeter.” dedi. Galiba planım tıkır tıkır işliyordu. Esra pembe bir eşofman giymişti, üstünde ise siyah, dap dar bir tişört vardı. Onu görür görmez azmıştım ve yarrağımı gizlemek zor olmaya başladı. Vitesin hemen yanındaki sigaradan iki adet çıkarıp birini yaktı ve benim ağzıma verdi diğerini de kendisine yaktı. Hem arabayı kullanıyordum, hem de sinemada yaşadıklarımızdan bahsediyordum (azdırma halleri yani). Derken akşamdan beri planladığım yere geldik. Konyanın Akyokuş denilen bir dağı var, bütün Konya ayaklarının altında adeta. Oraya çıktık ve ıssız bir yere park ettim arabayı. İndik boynuma sarıldı ve beni deliler gibi öpmeye, amını sikime değdirmeye başladı. Bu bir çağrıydı, ben de hemen üstüme düşeni yapıp Hacı Murat’ın motor kaputu üzerine yatırdım Esrayı ve deliler gibi öpmeye ve soymaya başladım. Üstünde hiçbirşey kalmamıştı ve o muhteşem göğüsleri bana bakıyordu. Hemen yapıştım göğüslerine ve yarım saat kadar yalayıp iyice kendinden geçirdim. Esra da boş durmuyor, benimkini avuçluyordu. Defalarca orgazm ettim aşkımı. Artık göğüslerini yalamaktan sıkılmıştım. En sonunda sıra geldi o mis gibi amcığa. Eşofmanını külodu ile birlikte sıyırıp çıkardığımda biraz tedirgindi. Esra’ya “Eğer istemezsen kızlığına kesinlikle zarar vermem, sadece yalar geçerim.” dediğimde Esra da “Ben senin olmak istiyorum, sik beni aşkım.” dedi. Yarrağımı çıkarttığımda Esra’nın gözleri bir anda gazoz kapağı gibi açıldı ve bana “Ali hayatım bu çok büyük. Hadi biran önce gir içime.” dedi. Ama benim niyetim önce sikimi yalatmaktı. Esra’ya “Hayatım, ağzına almanı çok istiyorum.” dediğimde “Nasıl yapıcam bilmiyorum ki?” dedi. Anlattım, “Dondurma yalar gibi yala.” dedim. Esra önüme diz çöktü ve yalamaya başladı. Acemice yalayışı beni daha da azdırıyordu. Esra sikimi yalarken ben de onun, ta beline kadar olan saçlarını okşuyordum. Epeyce bir süre yalattıktan sonra “Bu kadar yalama yeter.” diyerek, Esrayı tekrar motor kaputunun üstüne çıkardım, bacaklarını ayırdım ve sikimi dayadım mis gibi amına. Esranın amı çok dardı, daha sikimin kafası bile girmemişti. Zar zor kafasını soktum ve sikimi biraz daha ittirdiğimde Esra acıyla karışık bir çığlık attı, sesi dağlardan yankı yaptı. Ve en sonunda hepsini kökledim. Derinden bir ‘Ooohhhhhh’ çeken Esranın kızlığı artık bozulmuştu. Yarrağımdan aşağı biraz kan damlamaya başladı. Gayet sakin bir şekilde pompalarken “Hayatım hepsini sok, mükemmel bir şey bu, sik amımı.” diyor ve dudaklarını ısırarak çığlıklar atıyordu. Artık iyice rahatlayan Esranın o muhteşem amcığına köküne kadar sokup çıkarır gibi yapıp tekrar soktuğumda Esra bana tırnaklarını geçirdi ve titremeye başladı. Esra orgazm oluyordu. Pozisyon değiştirerek Esrayı domalttım. Taş gibi göğüslerini avuçlayarak arkadan mis gibi amına yarrağımı bastığımda Esra yine çığlık atmaya başladı. Bir süre siktikten sonra Esra titremeye başladı. Ben de geleceğimi hissettim ve sikimi amından çıkarttım. Esra “Neden çıkarttın aşkım, devam et, sik beni, bitir beni bu gece.” diyordu. Ben de “Geliyorrummm.” diyerek bağırdım ve sırtına, beline, kalçalarına dölümün son damlasına kadar boşalttım. Biraz dinlenip birer sigara içtikten sonra Esra tekrar diz çöktü ve sikimi ağzına aldı, yalayarak kaldırdı. Bu sefer göğüslerinin arasına dayadım yarrağımı, ellerimle göğüslerini birleştirip ikisinin arasını kapattım ve git gellere başladım. Esra da ağzına kadar gelen yarrağımı her gelişinde yalıyor, rahat kaysın diye tükrüklüyordu. Fakat sikilmek Esranın daha çok hoşuna gitmişti, “Hayatım amımı sik, hadi gir içime, nooolur sok artık.” diye yalvarmaya başladı. Dediğini yaptım, dayadım yarrağımı amına, habire basıyorum. O kadar sert vurduruyorumki amına, Esranın dayandığı Hacı Murat viteste olmasına rağmen o da bizimle ileri geri hareket ediyordu. O gece saat 04:00’e kadar sikiştik, Esra tam 6 kez, ben 4 kez orgazm olmuştuk. Sikişecek halimiz kalmayınca arabaya binip evin yolunu tuttuk. Yolda giderken Esra bana “Hayatım çok harikasın, artık senin karınım, bana istediğini yapabilirsin, herşeyimle seninim, bunu hergün yapalım noolur.” diye yalvarıyordu. Esranın evine geldiğimizde saat 04:30 gibiydi. Arabadan inerken beni bir kez daha öptü, iyi geceler diledi ve gitti. Evlerinden biraz uzaklaşınca, keyfimden bastım çığlığı, “Huuuhhuuuhhhh.” Çok ama çok mutluydum. Birdahaki sefer Esrayı götünden de sikecem, onuda paylaşırım sizlerle. Herkese bol sexli günler diliyorum. Bye...
Selam. Ben Kemal. 45 yaşında, 1.87 boyunda, 80 kiloda, atletik yapılı biriyim. Büyük bir bahçem ve içindeki evimde yaşıyorum. Her yaz başı ağaçları ilaçlatmak için bir ziraat dükkanına giderim. Son gittiğimde Çiğdem adında bir ziraat mühendisi vardı. Beni karşıladı çay ikram etti. Onlar için iyi bir müşteriydim, en az 3-4 bin lira kazanacaktı benden. Çiğdem 30 yaşında, 1.58 boy, 45 kilo falan minyon biriydi. Kumral, beyaz tenli, pek güzel bir yüzü yoktu, ama vücudu tam hoşlandığım gibiydi. Dolgun göğüslü, ince belli ve arkaya çıkık dolgunkalçasıyla aklımı başımdan almıştı bile. Mezun olunca çalışmamış, ama para lazım olunca ilk defa burda işe başlamış. Epeyce sohbet ettik. Henüz evlenmemiş, annesi de hasta olunca ona bakıyormuş, babası yıllardır ortada yokmuş. Herşeyi anlatıyordu çay içerken...
Çiğdemle anlaştık, Cumartesi ilaçlarla araziye gidecektik. Sabah gelip Çiğdemi ve ilaçları aldım, şehir dışındaki bahçeye gittik. Hava baya sıcaktı. Beraber ilaçların karışımını hazırlamak için depoya gittik. Ben dışarda beklerken Çiğdem içerde iş tulumunu giydi dışarı çıktı. Birkaç ağacı ilaçlayarak bana öğretecekti, devamını ben yapacaktım. Tulumun içinde daha da seksi olmuştu, eğilip doğruldukça kalçasına bakmaya doyamıyordum. Bana anlatıyordu, ama aklım Çiğdemin kalçasındaydı. Bu arada hafif bir esinti, bütün ilacı kızın yüzüne savurmuştu. Ağzında maske vardı, ama saçı başı hep ilaç olmuştu. Biraz sonra, “Tamam, artık gerisini ben yaparım!” deyip, kızı duş alması için eve götürdüm. Biraz nazlandı, ama ilacın korkusuna banyoya girdi... Suyu açınca, heyecanla kapı deliğinden baktım. Aklım başımdan gitti, kızın amı burdan bile kabarık ve pırıl pırıldı. Çiğdemi sikmeden bırakamazdım. Hemen gidip çay demledim. Biraz sonra banyodan çıkıp geldi. Kanapeye oturttum, “Çay doldurup geleyim.” dedim. Mutfakta onun fincanına uyarıcı ilaç damlattım. Heyecanla çayları içtik. Biraz sonra kıza kur yapmaya başladım. Her iltifatıma utanarak teşekkür ediyordu. Yarım saate yakın Çiğdeme iltifat yağdırmıştım. Artık uyarıcı ilacın etkisi başlamıştır diye harekete geçtim, yanına gidip sarıldım. Şaşkınca bakarak direnerek kurtulmaya çalışıyordu. Sıkıca tutmuş boynunu yalayıp öpüyordum. “Biraz öpüp bırakacağım, onun için direnmene gerek yok!” deyip, kızı öperken tek elimlede okşuyordum. Kız direniyordu, ama sadece “Yapma Kemal bey!” deyip duruyordu... Elim eteğin altındaydı, külotunu sıyırıyordum. Zorla da olsa külotunu sıyırdım. Kanapede yatırıp elllerini tutup ters olarak memelerinin üstüne oturmuştum. Bacaklarını sıkıca kapamasına rağmen, başımı araya sokup amını yalamaya başladım. Direnci kırılıyordu, sadece, “Lütfen Kemal bey bırak beni...” diyordu. Amını yaladıkça bacakları gevşemişti sanırım, artık bacağını sıkmıyordu, dilim amındaydı artık. Etli am dudaklarını aralayan dilim deliğin girişinde oynadıkça Çiğdem sıvılarını salıyordu.Ekşimsi am sıvısının tadını alıyordum... Yavaşça kalkıp, üstüne uzandım. Tek elle de altımı soyuyordum. Kazık gibi olmuş kalın yarrağım bir an önce Çiğdemi sikmek istiyordu. Kızın üst tarafını soymadım bile, sıkıca omuzunu ve boynunu sarıp altıma aldım. Çiğdem altımda kaybolmuştu, ama halen, “Lütfen bırak...” diyordu. Gözüm dönmüştü, ne olursa olsun sikecektim. Yarrağımın başını dayadığım daracık delikli, dudakları etli amına, abanarak girmeye başladım. Dar deliği yanlara ayırarak giren yarrak başı, hafif bir zorlamayla engeli yırtıp sıcacık dar yuvaya 3-4 cm girince, Çiğdem yüzünü kasarak, “Iıhhh!” diye inledi. Amı daracıktı. Halen, “Yapma...” diye itiraz ediyordu. Yine abanınca yarrağımın yarısı girmişti. Sıcacık amı harikaydı. Altımda zor durumdaydı. Bedenimin ağırlığıyla ezilen minnacık kadın, aynı anda da iri yarrağımın zorla daracık amına girmesiyle, altımda kıvranıyordu. Son defa abanarak köküne kadar geçirmemle, kız nefesini düzensizce ve sık sık almaya başladı. Biraz durup kasılmasının geçmesini bekledim... Çiğdem altımda, başı yanda sessizce duruyordu. Artık nefesi düzelmişti. Yavaşça sokup çıkarıyordum, yavaş ama derinlere kökleyerek sikiyordum. Amının darlığı harikaydı. Köklerken zorlandığı belliydi, ama hoşuna da gidiyordu sanırım. Dakikalarca kökleyerek siktiğim kız, artık altımda zevkten inleyerek kıvranıyordu. Yüzü kızarmış ve nefesi sıklaşmıştı, sanırım orgazm olmaya başlamıştı. Amı da kasılıyordu bedeniyle birlikte. Sertçe kökleyerek sikmeye başlayınca, aniden sarsılıp haykırarak gelmeye başladı. Amının kasılmaları beni de getirmişti, sert köklemelerle amına fışkırmaya başladım. Birbirimize sıkıca sarılmış kasılıyorduk. İkimiz de ter içindeydik... Bir süre daha sikip yarrağımı çıkardım. Yarrağım hafif kanlı menilerle sıvanmıştı, Çiğdemin amından da kızlığından akan kana bulanmış menilerim dışarı sızıyordu. Ben duşa gittim, sonra da Çiğdem girdi... Giyinip geldiğinde konuşmuyordu. Özür dileyip affetmesini istedim. Çiğdem iltifatlarıma dayanamayıp sonunda affetti. Eve telefon edip gelemeyeceğini söyledi ve 2 gün bende kaldı. Çiğdemi, istememesine rağmen, götten de siktim. 2 gün boyunca amdan götten sikerek ufacık kadını dağıtmıştım. Tabi ben de yorgunluktan bitkindim!