30 Kasım 2014 Pazar

elit hatunla sikiştim


Ben Mehmet. 32 yaşında evli bir İşadamıyım. Orta ölçekli

bir şirketin yöneticilerinden biriyim. Yurtdışında bir şirketle

yapacağımız ortaklık görüşmelerine hazırlanıyordum. Bu iş için ben

görevlendirilmiştim. Ancak İstanbul’dan mail görüşmeleri

yetmemekteydi. Onun için Fransa’ya gitmem gerekiyordu. Gerekli otel

rezervasyonları, gezi programları, kısacası her şey şirket

tarafından ayarlanmıştı. Paris’te görüşmelerde bulunacaktım, karım

gideceğim yer Paris olunca gelmek için çok ısrar etmişti. Ben de ona

sadece birkaç günlüğüne gideceğimi, yani gezmeye yer olmadığını,

yazın ufak bir tatile onu götüreceğimi söyledim, kabul etti. Aslında

yurtdışı seyhatlerinde genelde geceleri orospularla geçiririm. Yani

bunun için karımı istemiyordum yanımda.


Neyse, eşim beni havaalanına götürdü, uğurladı. 3 saatlik uçuşumda,

raporları, anlaşmaları inceleyerek Paris’e indim. Pasaport

kontrolünden geçtim, bavulumu aldım, sonra Orly Havaalanının dış

hatlar terminalinden çıkış yaptım. Ellerinde kağıtlar, kartonlar

olan birçok insan vardı, bekliyorlardı. Dikkatlice bakmaya başladım.

Evet. Benim ismimi bulmuştum. Yavaşça yürümeye başladım, kartonu

tutan hanıma, “Merhaba!” dedim İngilizce. Ama kadından Türkçe,

“Mehmet Bey? Değil mi?” cevabını alınca şaşırmıştım. “Evet… Siz

Türk müsünüz?” diye sordum. “Hayır, Türk değilim. Bu arada ben Esma.

Sizin Paris ziyaretiniz boyunca yardım edeceğim…” cevabını aldım.

Tokalaştık ve arabaya doğru yürümeye başladık. Türk olmadığını

söylediğinde şaka yapıyor olmalı diye düşündüm.


Esma, yaklaşık 30 yaşında, uzunca boylu, esmer, giydiği takım

elbiseden sıkı ve dikkat çekici kalçaları ve gömleğinden taşan iri

göğüslü, Elit bir kadındı. Arabaya bindik, havaalanından çıktık.

Yolda yanımda oturuyordu ve “Ben yönetici asistanıyım. Aslen Arap

kökenliyim, ama ailem Fransa’da yaşıyor. Türkçe’yi ise değişim

programıyla geldiğim İstanbul’da öğrendim.” diye kendisini

tanıtıyordu. Oldukça kibar, çekici bir kadındı. Yol boyunca sohbet

ede ede geldik. “Saat şu anda 14:00, saat 19:00′da akşam yemeği

programımız var. Eğer isterseniz bugün istirahat edin, yarın

dilerseniz şehri size gezdirebilirim. Otelde dilediğiniz harcamayı

yapabilirsiniz.” dedi.


Otelin önündeydik, oldukça lüks ve güzel bir oteldi. Birlikte içeri

girdik, bavullarımız Bellboy’a verip resepsiyona ilerledik.

Resepsiyonistle Esma Fransızca birşeyler konuştular. En sonunda iki

tane kart verilmişti. “Aslında yan odanızda kalmam planlanıyordu,

ancak tek bir suit oda kalmış. Ben üst katınızda olacağım. Oda

numaramı vereyim, dilediğiniz zaman arayabilirsiniz!” deyince, “Esma

Hanım, benim için sorun değil, dilerseniz siz suitte kalın, ben

diğer odada kalırım…” dedim. “Efendim, olmaz, planlanan durum bu,

hem sizin için suit eminim çok daha rahat olacaktır!” dedi.


Asansöre bindik. Esma’dan oldukça güzel ve çekici bir parfüm kokusu

geliyordu. Saçlarını arkadan topuz yapmış, kalın çerçeveli

gözlükleriye çok çekici olmuştu. Asansörden indik. Suit odaya doğru

ilerledik, Esma Bellboy’a bahşişini verip, bana, “Dilediğiniz zaman

arayın, cep telefonumu vereyim size…” diyerek cep numarasını

verdi. Bellboy kapıyı açtı, bavulumu içeri koydu. Esma ve Bellboy

çıkınca yalnız kalmıştım odada. Üstümdeki ceketi çıkardım, astım.

Kravatımıda çözüp odayı gezmeye başladım. Oldukça lüks bir odaydı,

bir ufak bar, yatak odası, oturma odası, birde çalışma odası

şeklinde dizayn edilmiş bir oda. Yatak odasına geçtim, tam

uzanacaktım ki, bir duş almak aklıma geldi. Soyundum, duşa girdim.

Daha doğrusu jakuzi şeklinde bir duştu, ama ben sadece duşu açtım.

Jakuzinin keyfini sonra çıkarırım diye düşündüm. Ufak bir duş alıp

belime havluyu sardım. Yatak odasına doğru yürüdüm, telefonum

çalıyordu…


Açtım telefonumu. Karım arıyordu, inince haber vermeyi unutmuştum.

Konuştuk biraz, sonra kapattım, uzandım yatağa. Televizyonu açtım,

belki İngilizce bir kanal bulurum diye. Zaplamaya başladım, ki bir

soft porno kanalı bulmuştum. Herhangi bir sikiş yoktu, sadece kızlar

şov yapıyordu. Sesini de kısıp, elime bir Viski ve sigara alıp

izlemeye başladım. Sikim kalkmıştı, karımın Regl dönemi olduğundan

bir haftadır sevişmiyorduk. Acaba Paris’te kendime göre bir orospu

bulabilir miyim diye düşünüyordum. Çünkü ilk kez yalnız gelmiştim,

gittiğim zaman arkadaşım Kemal önceden ayarlardı orospuları. Aslında

Kemal’i arayıp, bana bir orospu bulmasını isteyebilirdim. Neyse,

sonra sıkıldım TV’den, kapattım. Biraz uyumak iyi gelebilirdi.

Kalktım, boxerımı giydim. Yatağa uzandım. Telefonumun saatini

18:00′e kurdum, ve uyumuşum…


18:00′de tekrar uyandım. Hava yağmurluydu. Kalktım, aldığım takım

elbiselerimden birini giydim. Üstüme güzel bir parfüm sıktım, aynada

kendimi düzeltiyordum ki, oda telefonum çaldı. Açtım. “Mehmet Bey,

hazırsanız saat 18:30′da lobide buluşalım.” dedi Esma. “Peki Esma

Hanım!” deyip kapattım telefonu. Saat 18:30′da lobideydi Esma. Pek

bir değişikliği yoktu, gene çok şık ve elit bir durumdaydı.

Resepsiyoniste taksi çağırmasını söyledi. “Aslında şirket,

şöförlerden birini ayarlayacaktı, ancak şoför bugün uygun değildi,

kusura bakmayın lütfen!” dedi. “Önemli değil Esma Hanım. Aslında bir

araba kiralasak daha rahat olurdu…” dedim. “Efendim benim arabam

var, ancak araba kiralamamız sıkıntılı olabilir. Dilerseniz benim

arabamı kullanabilirsiniz.” diyerek bir kibarlık örneği gösterdi.

“Neyse sorun değil, taksiyle ve şoförle idare ederiz artık!” deyince

gülümsedi.


Taksi gelmişti. Bindik taksiye. Bir restaurant adını söyledi,

gitmeye başladık. “Paris. Yılın 300 günü yağmurludur…” diyerek

tanıtmaya başladı bana şehri. Ben ise onu ilgiyle dinliyordum.

Giderken bana o meşhur Eyfel Kulesi’ni gösterdi, anlattı bana

tarihçesini. Paris’in meşhur caddesi ve adını şimdi hatırlayamadığım

anıtından devam ederek, kısa bir süre sonra restauranta gelmiştik.


İndik arabadan. Oldukça kaliteli bir restauranttı. Şirket

yetkilileriyle tanıştık, yemeğe geçtik. Esma bana, “Şarap içer

misiniz?“ diye sorunca, “Esma Hanım, Paris’e gelip şarap içmeden

gidilir mi?” diye espri yaptım. Şarap, yemek, sohbet, herşey

yolundaydı. Şirket yetkilileri oldukça kibardı, ilk görüşmemiz

oldukça güzel geçmişti. Gecenin ilerleyen saatlerinde kalktık,

anlaşma artık kesindi.


Tekrar taksi vasıtasıyla otele döndük. “Esma Hanım, çok teşekkür

ederim, çok misafirperversiniz!” dedim. “Ben teşekkür ederim

efendim, iyi geceler!” dedi. “Esma Hanım, benimle bugün çok

ilgilendiniz. Dilerseniz hem günün yorgunluğunu atmak, hemde biraz

sohbet etmek için odama gelir misiniz?” deyince, düşündü ve “Peki

Mehmet Bey!” dedi. Odama doğru yürümeye başladık. Kapıyı açtım, oda

temizlenmişti. Bir iki tane koltuğun bulunduğu odaya geldik,

“Şarap?” diye teklif ettim. “Peki!” dedi. Gidip şarapları

hazırladım. Sonra bir kadehi ona verdim, “Ortaklığımıza!” diyerek

tokuşturduk kadehleri.


Çok çekiciydi Esma. Hemde çok güzel… Anlatmaya başladı. Aslen Arap

olduğunu, ancak ailesinin göç edip buraya geldiğini, 4 senedir bu

şirkette çalıştığını, kariyer planlarını, herşeyini… Ben de

anlatmaya başladım. Sonra da, “Peki, özel olmazsa Esma Hanım, evli

misiniz acaba?” dedim. “Maalesef olmadı. Aldatıldım galiba,

nişanlıydım ancak ayrıldım…” dedi. “Çok üzüldüm, sormamalıydım!”

dedim. “Peki siz Mehmet Bey? Evlimiziniz?” diye sordu. “Evet

evliyim…” dedim. Yalan söylemeye gerek yoktu. “Alyansınız yok…?”

dedi. “Ben alyans, kolye, hiç bir aksesuar kullanmıyorum!” diye

yalan söyledim, çapkın bir erkektim ben, alyans bende ne arasındı?

Ama kolumdaki büyük ve gösterişli saati yok saydım nerdeyse. “Evet,

kolunuzdaki saatten anlaşılıyor!” deyip gülümsedi. “Zorunluluk…”

dedim. “Alyansta öyle değilmi?” dedi. “Yüzükten rahatsız oluyorum,

bir artniyet aramayın lütfen…” dedim. Tekrar gülüştük.


2 kadeh şarabı bitirince, Esma, “Bu güzel gece için çok teşekkür

ederim, ben kalkayım…” dedi. Aslında kalmasını çok isterdim, ama,

“Peki Esma Hanım, ben teşekkür ederim!” dedim. Giderken, “Mehmet

Bey, yarın bir program yok, dilerseniz gezelim Paris’i?” deyince,

“Çok iyi olur, hem ben de merak ediyordum zaten!” dedim. Esma’yı

uğurladım, hemen duşa girdim. Sonra ben de yattım…


Ertesi sabah saat 07:00′de kapım çalındı. “Mehmet Bey?” diye bir

ses. Üstümde sadece boxer vardı. Hemen kalktım, “Esma Hanım, bir

saniye!” deyip, pantolonumu giydim. Üstümede bir siyah tişört

geçirip, kapıyı açtım. Esma gene takım elbiseyleydi. “Ah, özür

dilerim, aslında aradım ama açmadınız…” dedi. Saat daha 07:00′ydi!

“Dilerseniz kahvaltıya inelim!” dedi. “Esma Hanım, isterseniz içeri

geçin, 5 dakikaya kadar hazırım!” dedim. Esma içeri geçti, halen

havlu yatağın üstündeydi. Oturma odasına oturdu. “Şeyy, Esma Hanım,

isterseniz rahat olalım bugün, nasıl olsa bir toplantı, bir şey yok,

siz de rahat bir şeyler giyin üstünüze!” dedim. Esma Hanım, “Bilmem

ki?” dedi. “Ne olacak canım, rahat olun lütfen. Geziyoruz bugün!”

deyince kalktı, ben de giyinmek için odaya girdim tekrar. 15 dakika

sonra lobide buluşmak üzere sözleştik.


Ben üstümü giyindim, bir gömlek, birde casual pantolon, hazırdım.

Lobide tekrar Esma’yla buluştuk. Esma çok güzel olmuştu. Bir beyaz

body, üstüne lacivert hırka, altına kot pantolon. Body’sinden

memelerinin çatalı görünüyordu. Askılı giysisinden siyah sütyen

askısı görünüyordu. Kahvaltımızı ettik, sonra kalktık.


Eyfel kulesi, birçok meydan, Lafayet vs. kısacası her yeri gezdik o

gün. Öğlen yemeğinde atıştırdık, gezmemiz yarım kalmasın diye.

Gerçekten çok güzel şehirdi. Yani büyülü, mükemmel. Akşam oluyordu.

“Otelde yemeyelim, dışarıda yiyelim!” dediğimde, çok güzel bir

restauranta gittik. Orada akşam yemeğimizi yerken şarap içmeye devam

ediyorduk. Sohbet, muhabbet her şey çok güzeldi. Açıkça

etkilenmiştim ondan. Hem duygusal anlamda, hem cinsel anlamda. Saat

12:00 gibi, Esma, “Dilerseniz bir bara gidebiliriz?” deyince, “Esma

Hanım, muhabbetiniz çok güzeldi. Otele dönelim, dilerseniz odada

devam ederiz?” dediğimde gülümsedi. “Geçen sefer sizdeydik, bu sefer

siz buyurun benim odama!” dedi. Teklifine kayıtsız kalamadım.


Otele döndük, odasına çıkmaya başladık. Odasının kapısını açınca,

“Of, dağınık bırakmıştım, umarım toplamışlardır ya.” deyip güldü.

Girdik, toplanmıştı. Ama Esma’nın odası çok küçüktü. Yani yatak,

duvarda ayna, küçük bir televizyon. “Üzgünüm, benim odam sizin gibi

değil.” dedi. “Hiç sorun değil.” dedim. Minibara yönelip bir şarap

açtım, kadehlere koydum. Esma yatağa oturmuş, ben de masanın

yanındaki koltuğa oturmuştum. Tokuşturduk ve içmeye başladık. Artık

çok daha gevşemiştik ikimiz de. Esma kahkalar atıyor, ben

anlatıyorum, o da aynı şekilde anlatıyor, birlikte gülüyorduk.

“Mehmet Bey, beliniz ağrımıştır, buyurun siz de yatağa oturun!”

deyince, bunun bir teklif olduğunu düşünmüştüm. Kalktım, oturdum

yatağa.


Şimdi Esma’yla aramızda çok küçük bir mesafe vardı. Dudakları çok

güzel görünüyordu. Bende de ufak ufak hareketlenmeler başlamıştı.

“Sigaramız da bitti…” deyince kalktım, paketimden bir sigara

çıkardım. Ona ikram ettim. Bir sigara bir kadında ancak bu kadar

seksi durabilirdi…


Ancak artık cinsel isteğim şarap etkisiyle doruktaydı. Esma halen

konuşuyordu, elinde şarap kadehi. Yavaşça şarap kadehini aldım

elinden. Sessizleşti ortalık. Masaya bıraktım. “Mehmet Bey?” diye

dönünce yavaşça dudaklarımı yaklaştırdım. O da aynı şekilde

dudaklarını yaklaştırmıştı ve dudaklarımız birbirini buldu Esma’yla.

Ağzını aralayıp dudaklarımı kabul etti. Saçlarını okşamaya başladım,

bir yandan alt dudağını delice emiyordum Esma’nın. Bir süre dudak

değişimleriyle öpüştükten sonra sarıldım ona. Yavaşça altıma aldım.

Halen öpüşmeye devam ediyorduk. Çok romantik bir öpüşmeydi, Esma

altımda, sırtımı sıvazlıyordu. Yavaşça hırkasını indirdim, omuz

başlarına öpücükler koymaya başladım. Bu sırada ellerim boş

durmuyor, Esma’nın kot pantolonundan bacaklarını okşuyordum ki,

telefonum çaldı…


Esma, “Mehmet, telefon…” deyince, “Boşver (gercekyasanmissekshikayeleri.blogspot.com) telefonu, anın büyüsünü

bozmayalım!” dedim. Ama Esma rahatlığını kaybetmişti. Telefon

susmuş, tekrar çalıyordu. Ben de merak ediyordum. Kalktım, cebimden

telefonumu çıkardım. Açtım, karım arıyordu. Esma o sırada kalktı

altımdan, hemen banyoya koştu. Lanet olsun, tüm anın büyüsü

kaçmıştı. Karıma uyuduğumu yetişemediğimi söyledim. Kapatınca

kalktım, banyoya gittim. Esma ağlıyordu. “Ne oldu Esma?” dedim. “Git

Mehmet, bu olmamalıydı, ne olur git!” dedi. “Esma sakin ol!” demem

bir fayda sağlamıyordu, “Mehmet çık dışarı!” diye bağırdı. Çaresiz

çıktım banyodan, sonra da odasını terk ettim. Odama gittim.

Düşünecek halde değildim, hemen bir duşa girip uyudum.


Ertesi gün saat 08:00’de Esma’yla önceden sözleştiğimiz gibi

kahvaltıya indik. Esma da, ben de takım elbiseyleydik.

Kahvaltılarımızı yerken çıt çıkmıyordu ikimizden de. Gözünü önünden

ayıramıyordu Esma. Neyse, kahvaltı faslı bitti, bindik arabaya,

şirkete gittik. Esma yanımdaydı, toplantıya geçtik. Toplantıda son

kararlar alındı ve imzalar atıldı. Resmen ortaklığı kurmuştuk.

Yöneticilerden biri, “Mehmet Bey, ortaklığımızı kutlamak için bu

akşam bir yemek düzenledik, katılımınızı bekliyoruz!” dedi,

“Memnuniyetle!” dedim. Şirkette işimiz bitince, Esma’yla arabaya

bindik. Bütün gün tek bir kelime bile konuşamadık onunla. Otele

geldik, “Esma.” dedim sessizce. Bana baktı. “Esma, lütfen beni

dinle!” dedim. “Burada olmaz, odaya gidelim!” dedi. Çıktık

asansörle. Odamın kapısını açtım. Esma içeri girdi, oturdu.

Çantasını, pardesüsünü, her şeyi yere bıraktı. Gözlerini bana dikti

ve “Ne diyeceksen, çabuk söyle!” dedi…


Yavaşça ben de ceketimi çıkardım. “Esma, ben çapkın bir erkek

değilim. Yani dün gece yaşananlar planlı değildi, seni yatağa atmak

gibi bir niyetim yok. Aniden gelişti, tutamadım kendimi. 3-4 gündür

öyle kibar, öyle iyi davranıyorsun ki bana, elde değil

etkilenmemek!” dedim. Esma bunları duyunca konuşmaya başladı:

“Mehmet ben de çok etkilendim senden. Ama sen evlisin. Üstelik bu

öğlenden itibaren patronum durumundasın. Yani, ben evli bir erkekle

beraber olamam. İnan çok çekicisin, ama hem iş, hemde evli olduğun

için unutalım dün geceyi…” dedi. Yavaşça yanına oturdum. Saçlarını

okşmaya, saçlarıyla oynamaya başladım. Kulağına hafif nefesler

vererek, “Çok etkileyicisin Esma, kışkırtıyorsun beni. Güzelsin,

alımlısın, seksisin. Senin karşında kayıtsız duramıyorum ben…

Hakim olamıyorum kendime…” diyerek fısıldamaya başladım. “Mehmet,

yapma…” demesini dinlemedim ve boynundan öpmeye başladım…


“Kendini bana bırak. Ne olacaksa olsun…” deyip onu kışkırtmaya

çalışıyordum. Daha fazla dayanamadı. Dönüp dudaklarımı dudaklarına

yapıştırdı. Tekrar öpüşmeye başladık, sulu sulu, ıslak ıslak.

Salyalarımız birbirine karışırcasına yiyiyorduk birbirimizin

dudaklarını.


Elim ceketine gitti, bir çırpıda çıkardım ceketini. O da benim

gömleğimin düğmelerini açmaya uğraşıyordu. Yavaşça çenesine ufak

ısırıklar atmaya başladım, bunun üzerine Esma, “Mehmet,

dayanamıyorum sana!” diye inlemeye başladı. Yavaşça tekrar sarıldım

ve altıma aldım. Dün geceki senaryo aynen benim odamda yaşanıyordu

şimdi. Çok ateşli bir şekilde hızlı hızlı sevişiyorduk Esma’yla.

Parfümü delirtiyordu beni! Boynuna inerken, elim çoktan naylon

çorabının üstünden yukarılara doğru çıkmaya başlamıştı. Kasıklarının

arasında o sıcaklık elimi yakmaktaydı… Boynuna hafif nefesler

vererek yalamaya, emmeye başladım. Gömleğinin düğmelerini açmaya

başladım, Esma inliyordu kısık kısık. “Mehmet, dayanamıyorum sana,

seni istiyorum, Mehmet!” diyerek inlemeleri beni kudurtuyordu.


Son düğmesini açıp, gömleğini iki yana açtım. Sikim artık

pantolonumu zorlamaya başlamıştı. O gömleğe sığmayan, iri ve siyah

sütyeninin içinde harika duran memelerinin üst kısmı dilimdeydi

şimdi. Sütyeninden kalan memesini emmeye başladım Esma’nın. Yavaşça

elimi arkasına götürdüm, açtım kopçasını. Şimdi karşımdaydı işte, o

iri, sert, kocaman memeler… Uçları gayet davetkar bir şekilde beni

çağırıyordu sanki. Elimle bir mengene gibi sıkıştırırken, dilimi

onun diliyle buluşturdum. Dillerimiz resmen dans ediyordu. Artık

takatim kalmamıştı. Hemen eteğini indirdim, siyah külodunu sıyırdım.

Hafif kıllı amcığı o kadar seksiydi ki… Elimle sululuğunu test

edercesine okşamaya başladım. Ki halen öpüşüyorduk. Esma’nın nefes

alış verişleri sıklaşmıştı.


Amcığının dolgun dudakları arasında o daracık, pespembe ve ıslak am

deliğine bir parmağımı soktum. Parmağımla ileri geri yapıyordum,

Esma artık delirmiş gibi nefes alıp veriyordu. İkinci parmağımı

yavaşça daldırdım amcığına. Boğumundan kıvırarak onun en hassas

noktasını uyarıp ilk orgazmını yaşamasını istiyordum. Esma artık

çığlık atıyordu! Yavaşça kendi pantolonumu indirdim. Onun külodunu

indirdim, artık o ıpıslak amıyla benim kalkmış ve ucu bir mantar

büyüklüğüne ulaşmış sikim arasında hiçbir şey kalmamıştı.


Elimi çekmeceye attım ve beklediğim şey elime geldi. Prezervatif.

Hemen çıkardım paketinden, aslında bavulumda geciktirici etkili

prezervatiflerim vardı, ama kalkıp o an almak zor geliyordu. Taktım

sikime ve Esma’nın amcığına doğru hizaladım. “Gir! Gir! Kudurttun

beni! Sok artık o sikini amcığıma!” dedi. “Gerçekten istiyor musun?”

dedim. “Hayvan! Sok artık! Hadi!” dediğinde, Esma’nın sertlikten

hoşlandığını anlamıştım. Yavaşça hizaladım sikimi amcığına doğru.

İttirmeye başladım. Yarısına kadar girmiştim. Şimdi Esma nefes alış

verişini iyice abartmış, kalkan vücudu beni kudurtmaya yetiyordu…


Bir anda soktum amına. Alev alev yanan amcığındaydım artık. Eğilip

kulağına, “Ohhh! Alev alevsin bebeğim!” dedim. Biraz içinde bekleyip

sıcaklığa alışmasını sağladım sikimin. Ve üstünde kaymaya başladım.

Ben kaydıkça Esma daha sert öpüyordu dudaklarımı. “Sik! Sik! Sik!

Ahh! Ohh! Mehmeet! Becer beni!” diye inlemelerine, ben de,

“Beceriyorum güzelim, kaç gündür hayal ettiğim gibi amına koyuyorum,

sikiyorum amcığını. Ohhh! Islak orospu!” laflarımla karşılık

vermekteydim. Esma küfürlü laflarımı duyunca iyice azdı. Üstünde

kayıp gidiyordum, yatak gıcırdamaya başladı. “Ne oldu, küfür hoşuna

mı gitti aşkım?” dediğimde, “Evet! Evet! Daha derine Mehmet! Ahhh!

İşte böyle!” diyerek inlemeye başladı. Kulağına hafifçe eğilip, “Sen

bir orospusun. Daracık amcıklı, yarak hastası bir orospusun!” diye

küfür ettim. “Evet Mehmet! Evet! Orospu de bana, küfret bana aşkım!”

diye inliyordu. “Senin amcığını sikeceğim orospu. Her deliğin benim

olacak. Ohhhh! Sulu kaltak seni! Yarağı yiyince nasılda azdın, amına

koduğumun orpspusu seni!” dedim. “Evet sikicim, evet kocacığım, sik

beni, dağıt!” dedi. “Sikeceğim orospu. İki gün boyunca yarağa

doyacaksın. Ohhh!” diyordum.


İçinden çıkmadan kaldırdım onu. Hafifçe oturdum, şimdi kucağımda

zıplamaktaydı. O zıpladıkça memeleri sallanıyor, hoş bir görüntü

yakalıyordum. O memeler ağzımdaydı şimdi. Meme uçları kabarmış,

resmen ballanmıştı. Çok lezzetliydi, ben böylesini görmemiştim! Esma

yavaş hareketlerle sikimde inip kalkarken, elleriyle bana iyice

sarılmıştı. Hem memelerinden, hem amcığından uyarılması onu

çıldırtıyordu. Ben de bir bebek misali o iri göğüs uçlarından sanki

süt çıkacakçasına emmekteydim. Esma hızlanmıştı. O hızlanınca

memeleri de hızlanmıştı. Elimle yavaşça kaldırdım Esma’yı. İçinden

çıkarak uzandım yatağa. Esma hiç durmadan aldı tekrar içine.

“Kontrolü bana bırak aşkım!” diyerek ellerimi tuttu, iki yana açtı.

Tamamen içindeydim. Bu kadının amcığının sıcaklığı beni

delirtiyordu!


Biraz bana dönük şekilde zıpladı sikimin üstünde. O zıpladıkça, ben

de, “Evet bebeğim, işte böyle! Nasıl güzel zıplıyorsun orospu! Ohhh!

Kudurtuyorsun beni! Zıpla aşkım zıpla! Al o siki amcığına!” diye

konuşuyordum. Esma daha sonra çıktı indi üstümden. Şimdi arkasını

dönmüştü ve benim pompalamamı istiyordu. Tekrar oturdu sikime. Ben

belinden tuttum, götü yapışmıştı kucağıma. Hafifçe indirip

kaldırmaya başladım. Hızlandım. Belini yavaşça yukarı tutup alttan

hızlı hızlı pompalamaya başladım Esma’ya. Sadece odada Esma’nın

bağırışları ve vücutlarımızın birbirine kavuşmasının ‘Şak, Şak Şak!’

sesleri vardı.


Elim yavaşça Esma’nın göt deliğine gitti. Çok hafif kıllanma vardı,

hem göt deliğinde, hem amcığında. Ama çok hoştu, ben zaten hafif

kıllı severim. Öyle daha doğal olduğunu düşünürüm. Hatta karımın amı

hep üçgen kıllıdır. Yavaşça parmağım göt deliğinde gezinmeye

başladı, o sırada halen amına pompalıyordum. Parmağımla hafifçe

zorluyordum göt deliğini. Esma’nın müthiş götünden çıkan parmağımı

bir güzel emdim. Tükürdüm. Sonra parmağımı yavaşça ilk boğumuna

kadar soktum Esma’nın götüne. Esma hem acı, hemde zevkten

kıvranıyordu. İki deliği birden uyarılıyordu. Bir süre böyle devam

ettim. Esma kıvırarak alıyordu siki amına. Daha sonra kaldırdım onu.

Ben de kalktım. Dizleri yatağın üstündeydi, yavaşça domalttım onu.

Uzun bacakları ve biçimli yuvarlak kalçalarıyla her yeri karşımdaydı

şimdi. Hemen iki elini tuttum. Arkasında kavuşturdum. Sikime tükürük

atıp, amına soktum Esma’nın. “Ahhhhh!” diye bir inleme. Sonra

tempolu inlemeleri dolduruyordu odayı. Ben ise kudurmuş gibi

sikmekteydim Esma’yı.


Esma’nın ellerini bırakıp belini tuttum. Esma nın eli hemen

klitorisine gitti. Klitorisini uyarmaya başladı. Benim de vurma

darbelerim hızlanmıştı… “Geliyorum Esmaaa!” diyerek inleyince,

“Mehmet, ben de! Ben de! Ben deee!” diye inledi. Kasılmaları

artmıştı. Biraz daha dayanmaya karar verdim. Esma’nın, “Ahhhhhhh!”

diye inlemesiyle geldiğini anlamıştım, üstelik kendini yatağa

bırakmıştı. Esma’nın üstüne iyice çullandım, 5-6 yarak darbesinden

sonra artık daha fazla dayanamadım. Üstüne yığılarak boşalmaya

başladım. Prezervatif patlayacaktı sanki! Esma halen altımdaydı ve

kasılmaya devam ediyordu. “Ihh, Ihhh!” diye inleyerek boşalmam

bitti. Biraz daha kaldım Esma’nın amının içinde. Dönüp dudaklarını

öptüm. “Mehmet… Öldürdün beni!” dedi, gülümsedim. “Esma, sen,

sen… Harikasın!” dedim ben de. Yavaşça indim üstünden. Sikim halen

kalkıktı. Yavaşça kondomu çıkardım, yandaki komidinde duran peçeteye

sardım. Uzandım yatağa. Esma halen yüzükoyun uzanmaktaydı. Vücudunu

okşuyordum…


Bir süre böyle kaldık. Daha sonra kendisini toparladı, döndü tekrar.

Memelerinde halen benim salyalarım duruyordu. Yavaşça kalktı.

Kültablası ve sigara paketini getirdi. Orgazm sigarası… Bir tane

sigara yaktı, göğsüme uzandı. Derin bir nefes çekti, sonra bana

verdi. Benim ellerim halen Esma’nın memelerindeydi. Sonra kendisi

ayrı bir sigara yaktı ve her kadının, daha doğrusu her kızın sorduğu

o saçma soru çok geçmeden geldi: “Ne oldu şimdi?” diye sordu.

“Memnun değil misin?” dedim. “Delirme! Kaç defa orgazm olduğumu

hatırlamıyorum, ama bir günlük mü olacak her şey?” dedi. “Aşkım,

senden çok etkilendim. Gerçekten. Bayıldım sana. Sadece seks

anlamında değil. Halin, tavırların, etkileyici bakışların…” dedim.

“Teşekkür ederim, ama ne olacak bundan sonra Mehmet?” dedi. “Şimdi

bunları konuşmayalım. Yeri gelince konuşuruz bebeğim…” dedim ben

de.


(Ne mal bir soru. Ne olacakmış bundan sonra? Ne olacaktı ki,

sikiştik bitti işte! Eğer istersen tekrarlarız, istemezsen sen

yoluna ben yoluma herhalde! Ama tekrarlayacağız gibi görünüyordu.)


Bir süre dinlendik. “Saat kaç?” diye sordu Esma. Baktım, 18:00’e

geliyordu. “Şirketin düzenlediği akşam yemeğini unutma, 19:00 gibi

orada olalım canım, hadi ben duşa giriyorum!” deyip kalktı. Ben de

odadaki diğer duşa girdim. Ben çıktığımda Esma bornozlaydı,

saçlarını yapıyordu. Gittim yanına, o sabun kokan omuz başlarını

öptüm. Ona, “Hadi bir daha!” deyince, “Aa, olmaz ama,

hazırlanıyoruz!” dedi. Güldüm tekrar. Ben de kalktım, indirdim

bornozumu. Bir tane takım elbisemi çıkardım, boxerımı giydim. Esma

kendi külodunu, sütyenini giymişti çoktan. O da kıyafetlerini giydi,

hazırdık. “Bana yarım saat ver. Makyaj yapmalıyım!” deyip odasına

gitti.


Büyük bir keyifle uzandım yatağa, takım elbisem umrumda olmadan.

Yatakta halen Esma’nın parfümü kokuyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder