1 Eylül 2016 Perşembe
Sıradan Bir Hikaye..
Sıradan Bir Hikaye.. 18 yaşındayım, şöyle güzelim böyle s*ksiyim diye anlatmayacağım 2 yıllık bir sevgilim var fakat her ilişki gibi dönem dönem uzaklaşmalar oluyor. Son 2-3 aydır çok sık kavga ediyorduk. Çok kıskanç birisi. Bu yuzden okulda samimi olduğum bütün erkek arkadaşlarımı benden uzaklaştırmayı başardı. Çünkü, bir kızla erkeğin birlikte zaman geçirmeleri arttıkça hoşlanma ihtimallerinin çok yuksek oldugunu düşünür ve ben onda biraz takıntı haline gelmiştim, kaybetmekten korkuyordu. Şu ana kadar ki yakın erkek arkadaşlarımın çoğu yavşak çıkmışlardı. Bu da sevgilimde güvensizlik oluşturmuştu. O zamanlar farklı sınıflardaydık benden 2 yaş büyüktür. Bir de iri yarı geniş omuzlu otoriter biri olunca, arkadaşlarım da tırsıp benden iyice uzaklaşmışlardı. Ama bu yaptığı aşırı tutuculuk bana yasak olanı cazip kılıyor. Çünkü hiç bir zaman sessiz sakin bir kız olamadım. Neşeli birisiyim ve bu yuzden liseye ilk başladığım zaman cilveli olduğumu söylemişti üst dönemler. (Bir arkadaşım da bana: yaşadığım şeyleri anlatınca: çok flörtözsün herkesle flört ediyosun senin bi sevgilin var der…) Ama ben bu cilveleşmeyi aldatma olarak görmüyordum çünkü sevgilimin beni kısıtlaması ve yaşadığımız sorunlar beni başkalarıyla eglendirmeye, kafamı dağıtmaya itiyordu. Zaten okul ortamında pek çok kişi var ve bu tarz gülüşmeler hep güme gider.. Sevgilimle 5-6 defa birlikte olmuştuk, ama hiç birinde çok fazla ileri gitmedik, kendimizce mutasıp bir cinsel hayatımız vardı işte O yönden çok iyiydi. Beni tatmin ediyordu ve cinsellik, kavgalarımızı unutturmakta çok işe yarıyordu. Sevgilimle ara*ızda aşk, sevgi, tatmin vb. hiç birinde bir eks*k olmamasına rağmen (Neden böyle oldu bilmiyorum ama) son 6 aydır birinden çok hoşlanmaya başladım. Galiba geniş omuzlu erkeklere zaafım var. Sınıftan bir arkadaşımdı, 3 yıldır hep yakın arkadaş olmuştuk, ama dediğim gibi o da sevgilim yüzünden benden uzaklaşan gruptandı. Fakat bu sene her şeyden bunalmışlığın verdiği bir şeyle daha cesur davranmaya başladım. Aca! ba sevgilim görür mü diye düşünmeden herkesle arkadaşça konuşmaya başladım. Kısa sürede onunla da aram eskisi gibi yakın oldu. Ama bi sorun vardı bana her fırsatta "bacım, kardeş, kanka" gibi laflar ediyordu. Bu durum beni frenliyordu da bir keresinde şakacıktan üzerime yürümüştü, yüzlerimiz, dudaklarımız çok yaklaşmıştı utandım hemen geri çekildim, amaa o akşam onu düşünmeden edemedim. Resmi olarak ondan hoşlandığımı o gün anladım. Çünkü daha önceleri başka bir arkadaşım hoşlanıyorsun dese bile kabullenmek istemiyordum. Aslında resmen çift karakterli gibiydim. Sevgilimle aramda hiç bir sorun yoktu o zamanlar, hatta arkadaşımı düşünürken, sevgilimle mesajlaşıyordum. İki duygu birbirine karışmadan sürüp gidiyordu ve zerre suçluluk hissetmiyodum. Zamanla arkadaşımla paylaştığımız şeyler arttı, artık neredeyse sevgilimle olmadığım her an onu düşünüyodum. Sonra da kendime gelmeyi bekliyodum. hiç bi zaman onun da benden hoşlandığını düşünmedim ama neden olmasın ki diyodum, çünkü bazen o kadar yakın davranıyordu ki geri çekilen ben oluyordum. Ama bazen de bir o kadar umursamaz, ve kardeşçe davranıyordu. Bu belirsizlik insanı öyle bir içine çekiyor kiii.. Bu şahıs yüzünden mi başka şeyler yüzünden mi bilinmez ama sevgilimle aram çok açıldı, artık kavgalarımız ikimizi de çok üzüyordu ve sevgilimi hala çok sevmeme, onun da beni! çok sevmesine rağmen ayrıldık. Biraz ayrı kalmamız ikimize de iyi gelirdi. Ayrıldık ayrılmasına da çok üzülüyodum bu duruma, kalbimin arkadaşıma kaymasına göz yumuyodum, ve sevgilime ihanet ettiiğimi, aklıma başka birinin girmesiyle, aramızı iyice açtığımı, artık aşkımız için mücadele etmedğimi düşünüyodum. ki haklıyım böyle düşünmekte öyle değil mi? Resmen iki yüzlülük diyeceksiniz, ben de kendi kalbime aklıma inanamıyorum ama sevgilim için üzülürken artık özgür biri olduguma ve belki bu durumun arkadasımla bizi yakınlaştıracağına seviniyordum. Ayrıldığımızı ilk ona söyledim. "Yapma ya üzüldüm, ama sen sakın üzülme kanka, birlikte içmeye gideriz kafa dağıtırız, sen hiç merak etme" gibi şeyler söyledi güldüm. Sonra birden ağlamaya başladım. Salak olmuştum. "Herkes ağlasın ama sen ağlama ya kıyamıyorum" dedi, dedikleri gayet arkadaşçaydı ama ben ne dese tahrik oluyodum bildiğin. Amma yine de, yemin ederim ki hiç bir şey belli etmedim. Her zaman mesafeyi korumaya çalıştım, onu sıkmamaya çalıştım, anlamaması için ugraştım çünkü erkek sonuçta, daha fazla zaafları var bu konuda. Ateş yaratmıyım ki duman çıkmasın misali geçip gidiyordu. Şimdi asıl konuya gelirsem, bir çarşamba günü ayrı olmamıza ragmen sevgilim benimle konuşmak is! tedi. Barışmak için uğraşırken, daha fazla kavga ettik. Ağlay*rak sınıfa gittim. Arkadaşım (Kerem olsun ismi) sınıfta tek başınaydı. Ders bedendi herkes spor salonuna gittiği için tek kalmıştık. Ağladığımı görünce nolduğunu sordu. Olanları anlattım. Kız arkadaşlarıma bile dertlerimi çok zor anlatan biriyim. Bu yuzden her şeyi içime atıyordum, ve beni sadece dinleyip sevgi gösterecek birine ihtiyacım vardı. Kerem'e anlattıkça rahatladım. İlk defa sevgilimle 2 yıldır paylaşamadığımız kadar şey konuştuk. Beni güldürmeyi hep başarır, yine güldürüp kafa*ı dağıttı. Tüm ders boyunca konuştuk, salona gitmemiştik. Birden koridordan müdür yardımcısının sesini duyduk. Eyvah derse gitmediğimizi görecek diyip hızlıca sınıftan çıktık. Nereye gittiğimizi bilmeden en aşağıya gittik. Kimsenin pek uğramadığı, sadece bir konuşmacı geldiğinde kullanılan genişçe bir oda vardı. Oraya girdik. Nefes nefese kalmıştık, hem korkmuştuk açıkçası hem de gülüyorduk. Ortalık sakinleşince, bu saatten sonra derse gidersek hoca hiç almaz diyip orda beklemeye karar verdik. O an mutluydum çünkü başbaşaydık. Kaloriferler yanmıyordu, hava da çok soğuktu. Üşümüş gibi ellerimi birbirine sürttüm. Bana bakıp gülümsedi, kolunu omzuma attı, sarıldı.. O an öyle buruk hissettim ki her şeyin verdiği hüzünle ağlamaya başladım. Sevgilimi çok sevmeme rağmen bana bunları yaptırmaya mecbur bıraktığı için çok üzgündüm. Hiç o ! kadar çaresiz olduğumu hissetmemiştim. Sevgilimin hassasiyetleri yüzünden tokalaşmaktan bile kaçınırken, başka birinin kollarında ısınıyordum. Ağladıkça daha sıkı sarıldı, alnımdan öptü. Bunları arkadaşça mı yapıyordu anlayamadım. Ama onu o an içim öyle bir çekti ki, birden ağlamayı kesip gözlerine baktım. Anlayış olmalı, yavaşça dudaklarıma değdi. Sakince öpüşmeye başladık. Islaklığı öyle hoştu ki hiçbir şeyden bu kadar zevk almamıştım. Belki de dakikalarca öpüştük. Ama daha ileri gitmedik. Sadece mutluluğu tadıp bıraktık… Ve o günden sonra dışarıdan insanlar bizi nasıl görüyorduysa öyle olmaya devam ettik. Lise boyunca ne o ne de ben kimseye bir şey anlatmadık çünkü zaten öyle serefsiz birisi değildi. Aradan zaman geçti, sevgilimle bir daha barışamadık. Şu an Kerem'le aynı üniversitedeyiz. Ona sırılsıklam aşık oldum. Sevgili değiliz ama bağımlı gibiyiz. İçim çekiyor onu, tahrik oluyorum. Bana hiç yaşamadığım tatları yaşatıyor. Her sevişmemizden sonra arkadaş olarak kalmaya devam ediyoruz. Bu durumu kabullendim çünkü ona sahip olmak bana yetiyor, sevgili olunca bu heyecanın biteceğinden korkuyorum. yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder